Yazar: edimodial

Malta dünyanın en enteresan adalarından biri olarak bilinir. Burası için tanımlama yaparken Şövalyelerin adası olarak tanımlama yapılabilir.

Malta turuna çıkmadan önce birazcık araştırma yaparsanız buranın gezilecek yerler noktasında da oldukça zengin olduğunu görebilirsiniz. Özellikle yaz tatillerinde ailenizle birlikte gidebileceğiniz ender yerlerden birisi. Malta’ya ülkemizden gitmek istediğiniz de sabah erken saatleri tercih ederseniz sizin için daha iyi olacaktır çünkü uçağa bindiğinizde uyuyabilir ve uçağın inişe geçmesiyle birlikte de dinlenerek uyanabilirsiniz. Bunu tercih etmenizin bir diğer nedeni de gün kaybı yaşamazsınız. Sicilya turu bugün dünyanın pek çok ülkesinden tercih edilen rotalar arasında yer alıyor. Bu nedenle de Avrupa turu imkanı sunan firmalar bu konu üzerine titizlikle duruyor.

Malta’ya indiğinizde sizi küçük bir havalimanı karşılıyor valizlerinizi alıp otobüse binmeniz arasındaki zaman farkı da bu nedenle kısa olacaktır. yazın ortasında giderseniz havanın aşırı sıcak olduğunu görebilirsiniz. Eğer ki havalimanından şehrin ortasına inmeyi düşünürseniz bu durumda 1 saatlik bir otobüs yolculuğu süreniz olacak. Bu bir anlamda güzel çünkü aynı zamanda otobüsle çevreyi de incelemiş ve görmüş oluyorsunuz.

Malta Sicilya adasının güneyinde yer alıyor. Burası için bir tanımlama yapacak olursak 7000 yıllık açık hava müzesi demek yerinde olacaktır. Malta’daki konutlara baktığınız zaman anı renkte binaları görüyorsunuz sarımsı ya da beyaz. Dikkatleri ise balkon ve cumbalar çekiyor çünkü hepsinin karakteristik bir özellikleri var. 18 YY. da kadınların sokağı seyretmelerinin önüne geçilmesi için bu şekilde cumbalar ve balkonlar yapılmış.  Bir anlamda Osmanlı usulünden yola çıkılmış diyebiliriz. Bu cumbaları sokak boyunca görebiliyorsunuz. Cumbalar renk, renk boyanmış olduğundan dolayı da farklı bir görüntü oluşturuyorlar.
Eğitim yönünden Malta;
Malta denildiğinde dikkatler bir anda eğitim sistemi üzerine çevrilebiliyor. Bugün ülkemizden yabancı dil eğitimi için bu ülkeyi tercih edenlerin sayısı oldukça fazla bunun nedeni ise ülkedeki sosyal yaşam standartlarının Amerika ya da İngiltere’ye göre daha uygun olması. Ama eğitim sistemi İngiltere’den esinlenmiş olduğu için eğitim kalitesinin de neredeyse aynı olduğunu söylemek mümkün. Ülkede resmi dil İngilizce ve Maltaca. Ama nüfusun geneline baktığımız da İngilizce konuşanların sayısının çok daha fazla olduğunu görebiliyoruz.

Son dönem dünyada eğitim sistemine baktığımız da özellikle de İngiltere’nin pahalı oluşu genç kesiminde kariyerleri için bu ülkeyi ziyaret ettiklerini bize gösteriyor. Dolayısıyla burada şu şekilde bir anlamda çıkarabiliriz. Turistik olarak her mevsim zengin bir kalabalığa sahip. Bu da farklı ülkelerden gelen öğrencilere kapıların açılmasından dolayı kültür farklılıklarını da ortaya koymuş.

Nüfus yönünden Malta;
Malta küçük bir ada nüfusu ise 350 bin civarında. Ada da 365 kilise ve katedral bulunuyor. Bu da halkın % 98’lik bölümünün Katolik olduğunu bize gösteriyor. Ülkenin sosyal hayatına bakarsanız bu ülkede boşanmak ve de kürtaj yaptırmak yasak. Ada 1964 yılında özgürlüğüne kavuşmuş. 1974 yılında ise cumhuriyet ilan edilmiş. Malta küçük bir ada olmasına karşın bir AB üyesi olmayı da başarmış durumda. Avrupa Birliğine alınma tarihi ise 1 Mayıs 2004.

Malta’ da Gezilecek Yerler

• VALLETTA
• GRAND MASTER’S PALACE
• CASA ROCCA PİCCOLA
• ST. JOHN KATEDRALİ
• ELMO KALESİ
• MDİNA

Malta’ya geldiğiniz zaman gezip görmeniz noktasında 6 güzel yerin ismini belirttik ancak bununla yetinmek istemezseniz ada da gidebileceğiniz çok sayıda yerin olduğunu söyleyebiliriz. İster eğitim amaçlı gidin isterseniz turistik bir gezi kesinlikle Malta hayatınızda bir kez olsa bile görmeniz gereken bir yer.

Gemi ile seyahat etmek istediğiniz zaman karşınıza çok farklı destinasyonlar çıkabilir. Ancak burada önemli olan konu kişinin kendi zevkine göre bir tercih yapmasıdır.

Yani bazıları Adriyatik gemi turu yapmak isterken bazılarının ise Fyordlar turu hoşuna gidebilir. Bunun içinde bir tur tercih etmek istediğiniz zaman öncelikli olarak nasıl bir şey hayal ettiğiniz bilmeniz gerekiyor.  Bu konuda hizmet veren pek çok firma alternatif seçenekleri de kapsamında bulundurur. Örneğin Almanya gemi turu tercih edebilir ya da Baltık turu yapabilirsiniz. Bu tamamen firmanın paketi içerisinde yer alan turlarla alakalıdır. Bunun için aslına bakarsanız sitemiz üzerinden de tercih yapabilir ya da tur paketlerini de inceleyebilirsiniz. Ren nehri turundan tutun da Yunan adaları turlarına varıncaya kadar pek çok alternatifte sizleri bekliyor olacak.

Gemi turuna çıkmadan önce yukarıda da belirttiğimiz gibi seçiminizi yapmak ve farklı coğrafyaları keşfetmek için hazırsınız. Şimdi sırada geldi güzel bir tur paketi seçimine. Burada fiyatlar genellikle turun kalitesine göre değişiyor. Yani daha ucuz ya da daha pahalı bir tur şeklinde değerlendirmenin doğru olmayacağı görüşündeyim.

Gemi turlarına genel anlamda bir tanımlama yapılırsa Cruise şeklinde açıklanır. Deniz ile barışık olan her insan bu tanımlamayı bilir ve ideal olarak kabul eder. Şimdi gelelim sizin için sıralayacağımız tur ve rota önerilerine.

Yunan Adaları 
Yunan adaları turu Türkiye’den en çok tercih edilen bir rota. İnsanlar hem yakın bölgelerde dolaşıyor hem de ülkemize bir adım mesafede olan yunan adalarını keşfediyorlar.

Norveç Turu
Norveç turu biraz soğuk olarak bilinir çünkü Kuzey Avrupa bölgesinde gerçekleştiriliyor. Soğuk dedim ama bu sizi asla korkutmasın bir o kadar da keyifli olacağından emin olabilirsiniz. Norveç turu kısa veya uzu tatil isteyenlerin tercihi olabilir. Bu nedenle de zevkinize göre tercih edebileceğiniz bir turdur.

Akdeniz Turu
Akdeniz turu denilince akan sular bile duruyor. Çünkü yalnız ülkemizden değil aynı zamanda dünyadan da en çok tercih edilen tur rotalarından birisi olduğunu söyleyebiliriz. Bu gemi turlarında Akdeniz’in uzandığı bölgeyi geziyorsunuz. Burası daha uzun bir gemi turu tercih edenlerin seçeneği arasında yer alıyor. Özellikle yaz aylarında Akdeniz turu çok fazla ilgi görür. Üstelik deniz ve gece eğlenceleri ile zamanın ne kadar hızlı geçtiğini de anlamazsınız.

Baltık Turu
Baltık bölgesi tarihi dokusuyla dikkatleri üzerine çekiyor. Bu konuda örnek olarak Helsinki gibi merkezleri örnek gösterebiliriz.

Uzakdoğu Turları
Bazı insanların uzak doğu keyfi düşkünlüğü vardır. Uzak doğunun bizim kültürümüzle ayrıştığı çok nokta olduğu gibi bu bölgeler yıl boyunca da milyonlarca kişiyi misafir ederler. Bunun içinde düşünmeniz konusunda iyi bir alternatif olabilir.

Gemi turlarından herhangi birini seçmek için rotasyon oldukça önemlidir. ama yukarıda da bahsettiğimiz gibi insanların güzellik algısı farklı olduğundan dolayı firmalar alternatiflere de her zaman önem vermiştir. Gemi turların bundan yıllar öncesinden beri her zaman ilgi odağı olmuş ama eskiden maddi anlamda daha güçlü olan insanların tercihiydi. Bugün bu turların paketler halinde sunulması ve birçok insanın da erişebilir rakamlara doğru yaklaşması ilginin daha fazla olmasını sağlamıştır. Tatil seçenekleriniz arasında alternatifler olsun ve bu kez deniz kum güneş ya da kırsal bir tatilden daha farklı bir program düşünüyorsanız o zaman sizin için iyi bir tercih olabilecektir. Alternatiflerinizi çok iyi değerlendirmelisiniz. Bu sayede hayatınızı daha renkli bir hale de dönüştürebilirsiniz.

Ülkemiz toprakları üzerinde gezip görebileceğiniz o kadar çok yer var ki nereye gidebilirim nereyi gezebilirim diye düşündüğünüzde aklınıza pek çok alternatif geliyor olabilir.

Örneğin Eskişehir turunu size önerebilirim ya da Anadolu turları arasında gidebileceğiniz o kadar çok yer var ki. Bu yazımızda sizlere bahsetmek istediğimiz yer ise Kapadokya ülkemizin en güzel topraklarına ve tarihin derinliklerine kadar uzanan yapısıyla bölge kesinlikle hem karadan hem de havadan gezmeniz noktasında size büyük avantaj ve keyif sağlayacaktır.

Kapadokya’da Gezilecek Yerler Listesi
Kapadokya’dan bahsettiğimiz zaman gezilecek yerleri ve de turistik bölgeleri o kadar fazla ki bazılarını size bahsedelim istedim. Bu gezilmesi gereken yerler listesine eklemeniz gereken yerler ise Göreme, Avanos, Ürgüp, Zelve, Uçhisar, Derinkuyu, Ihlara, ve Soğanlı bölgeleri.
Kapadokya tarihi ve doğal güzellikleriyle farklı bir coğrafyaya ev sahipliği yapıyor. Birbirinden farklı mekânları burada bulabilirsiniz. Ama biz sizin için daha faydalı olabileceğini düşündüğümüz birkaç tane bölgeden bahsetmek istedik.

Yılanlı Kilise
Yılanlı kilise Kapadokya’ da Ihlara vadisinde bulunuyor. Kilise çok eski zamanlardan günümüze kadar gelmeyi başarmış olan nadir yapılardan bir tanesi. Bugün yılanlı kilise içerisindeki resimler ve simgeler halen tazeliğini koruyor diyebilirim.

Belisırma Köyü
Belisırma köyü tarihin yanı sıra doğal güzelliklerinde gözünüzün önüne geldiği bir yer. Burası yılın neredeyse her mevsiminde turist akınına uğruyor. Hem yerli hem de yabancı turistleri burada görmeniz mümkün. Ihlara vadisinin tam ortasında bulunan bu köyün yanında Melendiz çayı var ve burası da size farklı bir güzellik sunacak.

Özkonak Yer Altı Şehri
Yeraltı şehirleri her zaman ilgi çekmiştir. Özkonak yer altı köyü ise Avanos’ a 14 kilometre uzaklıkta bir mesafede bulunuyor. Kaymaklı ve Derinkuyu yer altı şehirlerini de birbirine bağlayan bir konuma sahip. Farklı bir mimari ve yer altı şehrini burada görüp inceleyebilirsiniz.

Yukarıda gitmeniz gereken 3 mekândan bahsettik ancak Kapadokya turu kapsamında gideceğiniz birkaç önerimizin daha olduğunu belirtelim

Saklı Kilise
Saklı kilise denilmesinin nedeni uzun süre boyunca keşfedilmemiş olmasıdır. Gerçek adını sorarsanız Aya Lonnes kilisesi. Kilisenin tavanında ve de çevresinde farklı görüntüler sizi etkileyecek. Kapadokya geziniz sırasında görülmesi gereken yerler sırasında ilk olarak buraya gidilebilir.

Peribacaları
Kapadokya ve peribacaları birbirinden asla ayrılmaz. Aslında yazımızın başında buradan bahsetmek daha doğru olacaktı. Ancak burayı zaten daha önce Kapadokya’ya hiç gitmemiş olan birisinin dahi güzelliğinin farkında olduğunu biliyoruz. Kapadokya’ya giden birçok turistin gidiş nedeninin peri bacaları olduğunu söyleyebiliriz. Hatta bacalar pek çok sinema ve diziye ev sahipliği yapmış konu olmuştur. Burası eskiden insanları içerisinde barındıran yapılardı ancak günümüzde bir müze niteliğini taşıyor. Doğal oluşmuş olan bu bacaların görülmeye değer bir görüntüsünün olduğunu azla unutmamalısınız. Peri bacalarının oluşumunu merak edenler için söyleyelim. Volkanik tüflerin rüzgâr, yağmur ve sel suları ile aşınması sonucu oluşan jeolojik oluşumlardır. Burada yer alan 3 tip peribacası bulunuyor bunları sıralayacak olursak şu şekilde belirtebiliriz.

• Mantar
• Konik
• Şapka Türü

Zelve Açık Hava Müzesi: 
Müze Avanos’ a 5 kilometre uzaklıkta bir noktada. Burası peribacalarının ve ören yerlerinin en yoğun olduğu alandır. Mutlaka görülmesi gereken yerlerin arasında ise Uçhisar ve Ortahisar kaleleri yer alıyor. Bu kaleleri gezdikten sonra asıl amacınız olan balon turuna geçebilirsiniz.

Kapadokya Balon Gezisi
Son olarak ise sizlere balon gezisinden bahsetmek istediğimi söyleyelim. Balonla gökyüzünden Kapadokya’yı geziyor olmak size ayrı bir duygu ve heyecan verecektir.

Hafta sonunuzu değerlendirebileceğiniz aynı zamanda çok yorucu olmayan yurt içi gidebileceğiniz bir çok tur avantajı mevcut.

Sömestr tatili yaklaştı hatta dolayısıyla ailelerde artık çocuklarının tatile girmesini alternatife dönüştürerek gezilecek yerler aramaya başladılar bile. Günübirlik turlar bu konuda en çok talep edilenler arasında. Hem gidiş dönüşlerin yakın olması sizi yormayacak hem de kısa bir tatil içerisine pek çok alternatifi bir araya getireceksiniz. Günü birlik tatil turları kapsamında sömestr için düşünüyorsanız 15 günlük bir süreniz var ve bunu farklı alternatifler şeklinde değerlendirebilirsiniz. Kartepe turu bunlardan bir tanesi olabilir ya da Sapanca turu. Hatta Eskişehir turu dahi düşünebilirsiniz. Çünkü Eskişehir’de gidip görmeniz gereken o kadar çok yer var ki. Zaman çok hızlı bir şekilde akıyor ve bu hızlı akıp giden zaman içerisinde de kendinize ve ailenize güzel jestler yapmak size iyi gelecek. Pek çok aileye baktığımız da gün boyunca çalışıyor olduklarını görüyoruz ve bu çalışma hayatı onları da bir hayli yıpratıyor. Dolayısıyla bu yıl kendinize farklı alternatifler yaratabilirsiniz.

Kışı günü birlik turlar denildiğinde ise ilk akla gelen Uludağ turu oluyor. Hem güzel bir kayak yaparak zamanınızı değerlendiriyorsunuz hem de keyifli zamanlar geçirerek hayatınızı daha renkli hale geriyorsunuz. Günü birlik turlar için kendinize çok fazla zaman ayırmıyor olmanız da avantaj sağlıyor. Kısa bir hafta sonu tatilinde iyi bir zaman geçirebilirsiniz. Çocuklarınızla, eşinizle ya da arkadaşlarınızla Uludağ’a geldiğiniz de kayak yaparak kendinizi tatmin edebilirsiniz. Bu sayede hem haftaya daha iyi bir başlangıç yapma fırsatı hem de yoğun iş yaşantınızdan kısa süreliğine de uzaklaşmış olacaksınız. Tur kapsamı ile ilgili olarak sitemiz üzerinden bir inceleme yapabilir ve aklınıza gelen bir tur programını tercih edebilirsiniz. Size kolaylık olması açısından biz birkaç tane turdan size bahsedelim.

SÖMESTRE DÖNEMİ GÜNÜBİRLİK SKİ PASS DAHİL ULUDAĞ TURU
Tur İstanbul’dan lüks araçlarla alınmayla başlıyor ve Uludağ’ a indiğinizde sizi oradan yine karşılıyorlar. Tur içerisinde öğle yemeği olan ve olmayan şeklinde iki türlü seçeneğiniz var ve iki seçenekte de fiyatlar belirtilmiş.  Turun başlama tarihleri 20, 21, 27, 28 Ocak 2018 ve 03, 04 Şubat 2018 olarak belirlenmiş. Turun fiyatı 2-3 kişilik odalarda tek kişi fiyatıdır. Satın alma işleminin ardından rezervasyon yaptırarak yerinizin ayrılmasını sağlayabiliyorsunuz.

Tur Kapsamında Olan Hizmetler

• Lüks Araçlar İle Ulaşım
• Araçta Kahvaltı Paketi
• Araç İçin İkramlar
• Milli Park Giriş Ücretleri
• Rehberlik Hizmeti

Sınırsız Ski Pass Kullanımı  (50 TL Depozito Alınır. Dönüşte SKİ PASS Kartının Teslimiyle İade Edilir) (Uzun Süreli Kullanımı Olan SKİ PASS Kartının Kaybedilmesi Halinde Kalan Kullanım Ücreti Talep Edilir)

Uludağ turunun ardından isterseniz size bir başka tur seçeneği olan Günübirlik Yedigöller Turundan da bahsedelim.

GÜNÜBİRLİK YEDİGÖLLER TURU
Yedigöller doğa harikası bir alan Cumartesi ve Pazar seçeneğiniz var.  Turun gerçekleştirileceği tarihler ise 07 Ekim 2017 – 26 Kasım 2017 Arası Her Cumartesi – Pazar. Tur fiyatının kişi başı olduğunu söyleyelim. Bunda da yine satın alma sonrasında rezervasyon işlemlerinizi gerçekleştirebiliyorsunuz.
Sömestr tatil dönemi oldukça verimli geçebilir. Bunun içinde kendinize iyi bir tatil planlaması yaparak farklı alternatifleri değerlendirebilirsiniz. Zaman içerisinde kendinizi mutlu edebilmek ve istediğiniz bir tur avantajlarından faydalanarak güzel alternatifler geliştirebilirsiniz. Şehrikeyf sitemiz üzerinde farklı tur firmalarının paket turları hakkında bilgiler alabilir isterseniz satın alma yapabilirsiniz.

Almanya; bir dönem Türkler’in çalışmak için gittiği bir ülke olmasının dışında bir çok teknolojinin başlangıç noktası. Aynı zamanda doğal güzellikleri ve tarihi yakınlık ile ilgimizi çeken Almanya’ya karşı her zaman samimi bir duygumuz vardır.

Bu nedenle, Almanya turları herkes gibi bizlerin de ilgisini çekmekte ve bu turlara gitmeyi çok istemekteyiz. Almanya ile aramızda uzun süren anlaşmalar ve savaş döneminde taraf olsak da sonuçta farklı bir kültüre sahipler. Osmanlı’nın sıklıkla izlerinin görüldüğü Almanya haliyle bizlerin ilgisini sıklıkla çekmektedir.

Alman mutfağı denildiği zaman akıllara ilk olarak bira ve patates gelmektedir. Avrupa turları içerisinden seçtiğiniz Almanya turu içerisinde kesinlikle patates ve biranın en güzel hallerini keyifle yemiş olacaksınız. Ama bu mutfak asla bunlarla sınırlı değil. Ülkenin ünlenmesini sağlayan daha birçok gizli lezzet bulunmaktadır.

Konuya direkt en ünlü yemeklerinden değil de Almanların bir gündeki öğünlerinde neyi nasıl tercih ettiğinden bahsedersek Almanya gezinizde sizlere daha çok ışık tutacağını düşünmekteyiz. O zaman tarihin çoğu anına tanıklık etmiş mutfağı biraz daha yakından tanımak çok daha yararlı olacaktır

Birbirinden Lezzetli 3 Mutfak

Kökeni Doğu Almanya olan bu mutfak Batı Almanya’dan da etkilenmiştir. Diğer ülkelerden Almanya’ya gelen farklı ırktan göçmenler ise bu mutfağın kültürünü zaman içerisinde çokça değişikliğe uğratmıştır. Günümüze geldiğimizde ise mutfaklarının 3 ana bölüme ayrıldığı görülmektedir. Bunlar; Thüringia, Saksonya ve Saksonya-Anhalt’tır. Bu bölgelerin her birinde farklı gıdalar üretilmektedir ve bunların birleşimi de Alman mutfağının geniş menülerini oluşturmaktadır.

En Temel Gıdası: Et!

Tüketilen temel gıdaların başında et ve türevleri gelmektedir. Kümes hayvanlarının oldukça fazla kullanıldığı mutfakta biftek ve rosto tabakları sıkça görülmektedir. Etlerse schnitsel ya da rosto şeklinde tüketilmektedir. Macarların leziz etkisini bıraktığı et yahnileri ise mutlaka denenmeye değer olacaktır. Bunlar dışında en vazgeçilmez et çeşidi kesinlikle sosistir. 1500 çeşit sosis tipini mutfaklarında barındırmaktadırlar. Balık ise pek tercih edilmemekle birlikte hazırlanacak olduğunda en çok alabalık tüketilmektedir.

Her Hali Harikalar Yaratan: Patates..

Alman mutfağının olmazsa olmazlarından biride patatestir. Hatta öyle yer etmiştir ki Almanlar patatesi bir sebze olarak görmemektedirler. Genellikle et yemeğinin yanına eşlik eden patatese havuç, ıspanak ve fasulyede eklenince şık bir akşam yemeği tabağı ortaya çıkmaktadır. Patatesin her çeşidini keyifle tüketmekte olan Almanlar en çok tuzlanıp suda haşlanmasını tercih ederler. Bunun dışında biraya eşlik eden kızartması, salata yerine tüketilen püresi ve patates topları da yaygın olarak tüketilen diğer türevleridir.

Meyve Şöleni Oluşturan Tatlılar

Alman kültüründeki tatlı ve pasta çeşitleri genellikle taze meyvelerle hazırlanmaktadır. Genelde elma, çilek, erik kullanılan tatlıların en başında özel Quark peynirinden yapılan cheescake gelmektedir. Bunun dışında ince hamur içine sarılan rulo tatlılar ve son dönem adından sıkça söz ettiren Bretzel de nefis Alman tatlıları arasındadır.

Çeşit Çeşit Ekmekler!

600 çeşit ekmek bulunan Alman mutfağında çavdarlıdan yulaflıya birçok çeşidi yapılmaktadır. Ayrıca tereyağlı ekmeklerde Alman bir vatandaşın gününün nefis geçmesini sağlayan temel etkenlerdendir.

Alternatif Bir Mutfak: Tabi ki Fast Food!

Alman mutfağının farklı notalarına değinen restoranların aksine tüm Dünya’da yer alan fast food markalarını her caddede görebilirsiniz. Damak tadınıza uygun olarak bulabileceğiniz fix menüleri olan bu fast foodlara giderek yemek ihtiyacınızı karşılayabilir yada Türk marketlerinden alacağınız ürünler ile kendiniz yemek pişirebilirsiniz. Almanya yemek kültürü elbette Türk mutfağından farklılıklara sahip olsa da bira ve patates elbette biz Türklerinde vazgeçilmezi!

Zenginliği ve çeşitliliğiyle ünlü Fransız mutfağı yemek pişirmenin sanatsal özelliğini ön plana çıkaran ulusal bir mutfak olmuştur.

Paris turları ya da Fransa turları kapsamında çıkacağınız yolculuklarda gezilip görülecek yerlerden sonra aklınıza gelecek ikinci soruda nerde ne yemeliyiz olacaktır. Bu bağlamda Fransız kültürü köklü tarihi gibi çok geniş bir mutfakla da karşınıza çıkacaktır. Hatta bu mutfak o kadar özeldir ki UNESCO’da Somut olmayan Kültürel Miras kategorisine girmiştir.

Bu coğrafyanın yemekleri sağlıklı ve rafine olmasının yanı sıra çok büyük bir yaratıcılıkta içermektedir. Ülke yemeklerine ait ilk listeyi ise Orta Çağ’da yaşayan Guillaume Tirel Taillevent oluşturmuştur. Sonralarında ise 2 usta şef bugünde etkisini sürdürmekte olan ‘’yüksek aşçılık sanatı’’ adıyla anılan bir pişirme sanatını ortaya çıkarmışlardır.

Öncelikle Fransız mutfağıyla ilgili şunu söylemeliyiz ki ülkenin her bölgesine farklı yemek kültürleri hakim! Dağılım ise orta ve doğu bölgelerde at etleri ve jambon, deniz kıyısı bölgelerinde ise karides, ıstakoz, midye gibi kabuklu deniz ürünleri hakim olacak şekilde oluşmuştur. Paris’te ise tüm bölgelerin karışımı sayılabilecek bir mutfak hakimdir. Yemekleriyle şehrin ününü katlayan Paris, içerisinde 5 bin civarı da restoran bulunmaktadır.

Bu mutfağın en önemli 2 unsuru şüphesiz ki şarap ve peynirdir. En ünlü şarapları, en leziz peynir tabaklarının süslediği masalar Fransa mutfağından çıkar. Tabii bu ikilide yemeklerde olduğu gibi bölgeler arası değişim göstermektedir. 1000 çeşit peynirin altına imzasını atan Fransa, Tarım Bakanlığı denetimi altında çeşitleri kontrol altına almaktadır. Ayrıca 10 tane şarap üretme bölgesi de bulunmaktadır. Bunlar en çok bilinen Bordeaux başta olmak üzere; Alsace,Burgonya, Loire, Provence, Rhone, Savoy, Korsika, Jura ve Roussillondur. Kahvaltı kültürleri de birçok ülkede uygulanan Fransa güne başlarken kahve ve kruvasan yada baget ve tost içeren kahvaltı türünü tercih ederler. Öğünlerinde salataya da sıkça yer veren yerliler, giriş yemeklerinde mayonezin yumurtayla servis edildiği salataları da sıkça tercih ederler.

Menülerinde bulunan sıcak başlangıçlarda ise birçok av hayvanının özenle tabaklanıp ve farklı pişirme tekniği ile servis edileceği pek çok tabağa rastlayacaksınız. Kaz, ördek, tavuk etlerinin yanına kişler ve farklı börek çeşitleri koyarak giriş menülerini daha da zenginleştirmektedirler. Giriş yemeklerinin yanında sıcak veya soğuk içerisinde birçok deniz mahsulünün bulunduğu çorbalarda hazırlanan tabakların yanında yerini almaktadır.

Fransız kültüründe tüm öğünler önemlidir fakat akşam yemeği ayrı bir önem taşımaktadır. Yemekten önce şarap gibi alkollü bir içecek seçip yanına salata veya çorba gibi bir başlangıç tercih ederler. Bunun sebebi ise içkinin yemeğin sindiriminde rolü olduğunu düşünmelerinden ileri gelir. Hemen hemen her öğünlerinde peynirse olmazsa olmazlarıdır.

Öneri

Fransa’ya gittiğinizde sizleri kocaman bir Fransız mutfağı beklese de sıklıkla Türk mutfağını arayacağınıza eminiz. Türk mutfağına yakın lezzetleri sizlere sunabilecek birçok mekânın da bulunduğu Paris’te eminiz ki güzel lezzetleri tadabileceksiniz. Tavuklarının lezzetli olduğunu söyleyebileceğimiz Fransa’da aç kalmayacağınıza elbette eminiz. Tavukları sipariş ederken soslu veya sossuz olarak sipariş edebilir, böylece size yabancı olan baharatları yemek zorunda kalmayabilirsiniz. Tavukları pişirirken ustalara söylemeniz halinde büyük bir memnuniyet ile tavuğunuz pişecek ve özel bir şekilde servis edilecektir. Birçok farklı kültürün mutfağını da bulabileceğiniz Fransa’da aslında aç kalmanıza da pek imkân yok.  Çin mutfağından İtalya mutfağına kadar çeşitli mutfağı bulabileceğiniz Fransa’da şarapları da mutlaka denemenizi öneriyoruz. Mahzenlerde üretilen şaraplar arasında kırmızı şarapları mutlaka tatmalı, en iyi şaraplardan bir paket yaptırarak sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. Alsace, Burgonya, Loire, Provence, Rhone, Savoy, Korsika, Jura ve Roussillonda bulunan bu bölgelerden almanızı öneririz.

Birçok tarihi ve kültürü bünyesinde barındıran İngiltere sizlere çok farklı bir coğrafyanın kapısını aralayacaktır. Britanya Adası üzerine kurulmuş ve birden fazla medeniyete tanıklık etmiş olan İngiltere her yıl bu tarihe tanıklık etmek isteyen milyonlarca turiste kapısını aralamaktadır.

Tarihinden söz edecek olursak bu ülke Britanya’nın orta ve güney kısımlarını kapsamaktadır. O kadar çok sömürge almıştır ki buraya ‘’güneş batmayan ülke’’ de denmektedir. Zamanında tanıklık ettiği kültürler sayesinde çoğu ırktan milleti bünyesinde barındırmaktadır. Tatiliniz boyunca sokaklarında tarihi ve kültürel yapısına canlı bir şekilde tanıklık edeceğiniz İngiltere için gezilecek yerleri inceledik. Ayrıca, bu ülkede gezmek oldukça rahat. Mutlaka arabanız olmasına gerek yok toplu taşımayla da kolay bir turistik gezi gerçekleştirebileceksiniz. Seyahat etmeyi ve yeni yerler görmeyi ilke edinenlerin adeta başkenti olacak bu rüya şehirde gezilecek önemli noktaları sizler için derledik. Başlıklar ise şöyle;

1-Stonehenge

İngiltere turlarının başında gelen bölgelerden biri olan Stonehenge antik yapısı ile turistlerin ilgisini çekmektedir. Bu bölge İngiltere’nin en büyük antik anıtına ev sahipliği yapmakla birlikte dünyada da popüler merkezler arasında yer almaktadır. Bu bölgenin yapımıyla ilgili imzalı bir belge, yazı bulunmadığı için tarihi konusunda ve sahibi konusunda tartışmalar hala devam etmektedir. Gittiğinizde bu bölgeyi yakından ziyaret etme fırsatı yakalayacak ve taşlarla ilgili gizemi çözmek için beyin fırtınası yapabileceksiniz. İngiltere turlarında en çok aranılan Stonehenge gezisi için cüzi miktarlar ödediğinize asla pişman olmayacak, farklı bir bakış açısıyla İngiltere mimari tarihine bakacaksınız!

2-Tower  Of London

72 bin metrekarelik alanıyla ziyaretçilerine kapılarını açan bu kale tarihte birçok farklı amaç için devletler tarafından kullanılmıştır.  Ayrıca Kral Yolu’na da ev sahipliği yapan Tower Of London yapıtını mutlaka akşam ziyaret edin! İngiltere’nin en önemli yapısı olduğu ifade edilen Tower Of London’ı görmeden İngiltere’yi gezdim diyemezsiniz! Türkiye’ye ya da ülkenize döndükten sonra herkes elbette Tower Of London önünde çekindiğiniz resmi görmek isteyecektir!

3-The City Of Bath (Kaplıcalar Şehri)

Roma kaplıcaları ve Gürcü evlerinin bulunduğu Bath şehrinde eğer gezmek için az bir zamanınız varsa kısıtlı zaman diliminde çok güzel deneyimler yaşayacaksınız. Ayrıca birçok tarihi yapıyı içerisinde barındırması nedeniyle Dünya Mirası statüsünde korunmakta olan The City Of Bath yani diğer adıyla Kaplıcalar Şehri’nde tüm Dünya’nın gözlerini üzerine çevirmektedir.

4-Cambridge Unıversity 

Birçok festival ve fuara ev sahipliği yapan Cambridge bölgesi eşsiz manzarası ve içerisinde barındırdığı tarihi okul binalarıyla ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır. Londra’dan günlük geziler içinde alternatif bir mekân vasfı taşımaktadır. Belki de Cambridge Üniversitesini ziyaret ettikten sonra siz ya da çocuklarınız bu okulda okuma kararı alabilir veya mesleğinize yüksek programlardan diploma alarak devam edebilirsiniz.

5-Lake District National Park(Göl Bölgesi Ulusal Parkı)

900 mil kare alan kaplayan bölgede gölün etrafında bulunan dağ bölgesi açıkça mavi ve yeşilin buluştuğu bir tabloyu anımsatmaktadır. Bunun gibi diğer manzaralar da göl çevresinde bulunmaktadır. Ferah atmosferiyle tatilinizde mutlaka görmeniz gereken nadir yerlerden olan Lake District National Park ulusal park olarak kabul edilmektedir.

6-Eden Project(Cennet Projesi)

Bitkilere meraklı olanların bayılacağı bir proje olan Cennet Projesi’nde yüz binlerce farklı kökenden gelen bitkiler yer almaktadır. Farklı türde yüzlerce yabancı ve yerli bitkileri,  yapay biyomları da içinde barındıran bu bölge iglo şeklindeki seralardan oluşmaktadır. Her bölgeden binlerce bitki türünü bünyesinde barındıran Eden Project’te Dünya’nın her noktasından turistler akın akın gitmekte ve bölgeye gelen tüm turistlerin de çok beğenisini toplamaktadır.

Gerek ince kumlu sahillerini görebileceğiniz gerekse mimari görselliğe doyup masalsı doğa olaylarını izleyebileceğiniz İskandinavya ülkelerine hayran olacaksınız.

Vikingler’in torunları tarafından kuşatılan Danimarka İskandinavya turu içerisinde gezilebilecek gözde ülkelerin başında gelmektedir. İnce kumlu sahilleri ve denize mesafesi 1 saati geçmeyen bölgeleriyle modern yapısı da oldukça göz doldurmaktadır. Şu sıralar modern yaşam tarzı oluşturmaya yoğunlaşan Danimarka müzeleriyle de adından sıkça söz ettirmektedir.

Bu coğrafyayı keşfetmeye geldiğinizde gözleriniz okuduğunuz Andersen’ki ülkeyi görmeye odaklanacaktır. Baltık ve Kuzey Denizi ile çevrelenen bir coğrafya olma özelliğini de yıllardır korumaktadır. Sınırlarını İsveç, Norveç ve Almanya çizen Danimarka en yeşil ülke olma imkanına da sahiptir. Çocuklar içinde ayrı bir önemi olan bölgede legolend de yer almaktadır.

Dünyanın en büyük Noel Baba etkinliğine ev sahipliği yapan ülke de tropikal köpek balıklarıyla gezintiye çıkmanızda mümkün olacaktır. Bizlerde  Danimarka turlarından herhangi birini seçeceklerin bölgede gezmesi gereken yerleri listeler halinde derledik. Umarız gezi rotanızda bizimde desteğimiz olur..

1-Frederiksborg Sarayı

Gölün tam ortasına konumlanmış ve Milli Tarih Müzesini içinde barındıran bir yapıdır Frederiksborg Sarayı. Önceleri Danimarka Kralı’nın konutu olarak işlev görmüş sonrasındaysa müze halini almış olan Frederiksborg Sarayı’nda Danimarka’nın kültürel tarihine yakından şahit olacaksınız. Arkeoloji ve tarihi kalıntıları sevenleri kendine aşık edecek doğal kalıntılara sahip olan Frederiksborg Sarayı’na erken saatlerde gitmenizi mutlaka öneririz. Dünya’nın her noktasından ilgi çeken Frederiksborg Sarayı’na sabah 10:00 sonrası gidebilirsiniz. Özetle, İçeride göreceğiniz birçok sanat eserinden mest olacağınızı düşünüyoruz. Muazzam bir saray için görkemli bahçe detayı da eksik edilmemiş tabii ki.

2-Oresund Köprüsü

Malmö ile Kopenhag arasında kurulan köprü tam olarak mühendislik harikası ünvanına sahip olmaktadır. İsveç’i görmek isteyenler bu köprüyü kullanacak, havayolunu tercih edenler ise köprünün mükemmelliğini havadan göreceklerdir. Türkiye’deki köprülere benzer bir köprü olan Oresund Köprü’sünün civarlarındaki restoranlara sevdiğinizle birlikte gidebilir, romantik bir balayı yemeğinizi buradaki mekanlarda yiyebilirsiniz. Sizlere menü çeşitliliği ile hizmet verecek onlarca restoranda mutlaka kırmızı şarapları denemenizi öneriyor, ördek temalı yemeklerini mutlaka tavsiye ediyoruz.

3-Vikingeskibsmuseet

Bu bölgeyi oluşturan tarihe tanıklık eden Viking Gemi Müzesi’ni görmeden İskandinavya tatilinizi asla sonlandırmamalısınız. Dünya gemicilik tarihinin başında gelen Vikinglerin gemileri nasıl yaptığını görmek size farklı bir deneyim yaşamanızı sağlayacaktır. Filmlere dahi konu olan bu Viking Gemi Müzesi’ne çocuklarınız bayılacak, eminiz! Ayrıca çocuklarınızla gittiğiniz tatilde onlara yönelik de bir gezinti olan Viking Gemi Müzesi çocuklarınızın hayal dünyasını besleyecek ve denize olan ilgilerini arttıracaktır. Filmlerde gördüğünüz bir çok gemiyi Viking Gemi Müzesi’nde görmeniz de cabası olacak!

4-Skagen Sahili

Bu bölgede ışık ve güneş oldukça farklı görünmektedir hatta çoğu ressam ilk resimlerinde bu bölgeden ilham almıştır. Geniş sahil şeridine sahip olunan bir ülkede deniz ve kumu bir arada görmek isterseniz burası tercihiniz olacaktır. Yaz tatillerinizde değerlendirebileceğiniz Skagen Sahili’nde ayaklı lezzetlere bayılacaksınız! Bizdeki mısır satıcıları gibi Skagen Sahili’nde de farklı lezzetleri satan bir çok ayaklı satıcıdan aparetifleri mutlaka yemelisiniz! Skagen Sahili doğal güzelliği ile turistlerin ilgisini çekse de burada sürekli rüzgarlı bir hava olduğunu da bilmenizde fayda var. Buraya kadar gelmişken kuma gömülü kiliseyi de mutlaka dönüşte ziyaret etmelisiniz.

5-Legoland Billund

Çocukların yoğun ilgisini kazanan Legolend de birçok tarihi binan Legolardan yapıldığını göreceksiniz. Büyüklerinde ilgisini kazanmış olan bölgede sadece çocukların girebileceği özel bir alanda ayrılmıştır. Ayrıca burada birkaç gün geçirmek isteyenler için konaklama imkanı da bulunmaktadır. Ailecek keyifli zamanlarınıza sahne olacak Legolend’de alışveriş seçeneğinizde olacaktır. Çocuklarınız için en renkli Legolar bu coğrafyadan çıkıyor!

Beyaz Zambaklar Ülkesi olarakta anılan ülke, birbirinden muhteşem müze ve katedralleri ile ev sahipliği yapıyor.

Asla tükenmeyen güzellikleri ile İskandinavya turu kapsamında yapacağınız Finlandiya turları size dünyanın eşsiz manzaralarını ve tarihe tanıklık edeceğiniz her biri adeta ayrı bir stüdyo niteliğinde olan sokaklarını sunacaktır. Finlandiya soğuk iklime sahip bir kuzey ülkesi. Bu sebeple gezinizi yaz aylarında gerçekleştirmeniz isabet olacaktır.

Halkı ise çok geniş bir teknolojiye sahip olmasına rağmen mütevazi bir hayat sürmeyi tercih etmiştir. Örneğin yazın sade bir dekorasyonla düzenlenmiş ahşap evlerde kalmayı tercih ederler. Turist olarak gideceğinizde fiyatlar size epey pahalı gelecektir fakat ülkede uygulanan herkesin hakkı politikası kapsamında çoğu yiyecek ve içecek ucuz fiyatlara satılmaktadır.

Ülke ismini eğitim sistemiyle de sıkça duyurmakta olduğundan Dünya’nın her noktasından öğrencinin ilgisini çekmektedir. Üniversitelerden yatılı lise eğitim kurumlarına kadar bir çok ihtiyaca yanıt veren İskandinavya’da öğrencilik hayatı oldukça renkli geçmektedir.  Ayrıca el değmemiş doğası ve gelişmiş siyasi sistemi de adından bahsettirecek detaylar arasında. Gezilip görülecek yerleri ise şu şekilde sıralanabilir;

1-Tampere

Birçok sanatsal etkinlik ve kış sporlarına imkan tanıyan bu şehir aslında metropol olması gerekirken şirin bir mahalleyi anımsatmadır. Bu anımsatmaya rağmen içinde barındırdığı Doğal Tarihi Müzesi ve müze kompleksi olan Vapriikki görülmeye değer tarihi güzellikler arasında yerini almaktadır. Tampere’de mutlaka portakal ve greyfurt ile yapılan tatlıyı denemenizi tavsiye ediyor, yanında kendilerine has bir lezzet olan soslu yoğurdu da ayrıca denemenizi öneriyoruz.

2-Helsinki

Finlandiya’nın kalbi olan Helsinki bu coğrafyaya gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelir. Osmanlı Devleti’nde padişahların eşinin çoğunun Helsinki kökenli olduğunu da varsayarsak, buralarda Osmanlı’nın izlerini görmek de mümkün. Burada gezmeniz gerekenler arasında bir çok şey sayılabilir ancak Rock Kilisesi, Lutheran Katedrali ve Uspenski Katedrali gezmeniz gereken yerler listenizin en tepesinde bulunmalıdır. Bunların mimarisine kendinizi kaptırmışken ayrıca karşınıza Finlandiya Ulusal Müzesi çıkacaktır. Burası da Finlandiya’nın zamanla gelişimini takip eden bir yapı olma özelliği taşımaktadır.

3-Uspenski Katedrali

Helsinki’nin görülmesi gereken yerler listesinde yer alan katedrallerden en gösterişli olanı Uspenski Katedrali’dir. Başkent Helsinki’nin Pazar meydanında bulunan katedral Batı Avrupa’nın en büyük Ortodoks Kilisesi sayılmaktadır. Pazar meydanına çok yakın olan kilise şehirde tarihi ve heybetine karşılık şehirde kenarda kalmış bir tavır sergilemektedir. Fakat her halinden Rus yapımı olduğu anlaşılan bu yapıyı gittiğinizde mutlaka görmeli ve resmini çekmelisiniz.

4-Esplanadi Parkı

Helsinki’nin doğal güzelliğini bilmeyen yoktur! Helsinki’de haliyle çoğu bölgede park ve bahçeye denk gelmeniz de mümkün. Yeşilliğe ve peyzaja oldukça önem veren bir ülke olduğu her halinden belli olan Esplanadi Parkı’nda soluklanabilir, çevredeki civar kafelerde lezzetli tatlıların tadına bakabilirsiniz. Bu parklarda spor da yapabileceğinizi de eklemeden geçmeyelim! Bu parkların içinde en ünlüsü olan Esplanadi Parkı’nda yaz aylarında çoğu caz konseri ve moda defileleri de bu alanda düzenlenmektedir. Tatiliniz yaz aylarına denk geliyor ise bu festivallere ve gösterilere katılmanızı mutlaka öneririz.

5-Vapriikki Müzesi

Burayı tek bir müze olarak düşünmek hata olur. İçerisinde birçok farklı kategorili müzeyi barındıran bir kompleks Vapriikki’yi görmeden asla dönmeyin! İçerisinde sanatın farklı dallarına ait birçok eserini sergiler halinde bulacak ve bunları yakından tanımaya fırsat bulacaksınız. Zamanla bu sergilere yenisini ekleyerek kendini geliştiren bir yapıya da sahiptir.

6-Tampere Katedrali

Fin mimarisinden örnekler sunan bu katedral, 2000 kişilik oturma alanına da sahip olmaktadır. Dini ayinlere ve toplantılara açık olan bu katedral bazı konserlere de ev sahipliği yapmaktadır.

İskandinav Yarımada’sının en önemli parçalarından biri olan İsveç; Norveç ve Finlandiya ile coğrafi olarak komşu konumundadır.

Çok kültürlü bir yapı ve güçlü politikaları ile ön planda bulunmaktadır. Ayrıca 1995 yılından beri Avrupa Birliği ülkeleri arasında yer almıştır. Tarihinde birçok dine ev sahipliği yapmış bu coğrafyadaki yapılar sizlere İsveç kültürünü derin bir şekilde hissettirecektir. Yarısından fazlası ormanlarla kaplanmış bölge adını milattan önce yaşayan Svear kabilelerinden alıyor. Kuzey Kutup Çemberininde kuzeyinde olan Riksgransen’de yapılan Abisko tarzı ünlü kış sporları da  çok sayıda turist çekmekte. İskandinavya turu çerçevesinde İsveç turlarını seçenler çok farklı bir kültür ve coğrafyaya tanıklık etmeye hazır olmalılardır. Tabi farklı bir coğrafyayı doğru bir şekilde gezmek için önceden yapılmış bir araştırma gerekmektedir. Bu sebeple sizler için İsveç’te gezilecek yerleri kısa bir şekilde derledik. Seyahatinize doğru bir yönde ışık tutacağına eminiz!

1-Göteborg

Öğrenci şehri olarak bilinen Göteborg bölgesi samimi atmosferi ile hemen sizi içine alacaktır. İki üniversiteyi içerisinde barındıran bölge ülkenin en büyük 2nci şehri olma unvanına da sahip. Tatil amaçlı gittiğiniz Göteborg’da daha sonra belki üniversite okumaya karar verebilirsiniz! Bu nedenle Göteborg’da üniversitelerin yaptığı festivallere muhakkak katılmanızı öneririz.
Toplu taşıma olarak tüm şehre ulaşabilen tramvay hattıyla da oldukça meşhur olan Göteborg’da ulaşım bedelleri oldukça ucuzdur. Böylece; bir tramvay ile tüm Göteborg’u gezebilir farklı noktalardaki doğal güzellikleri görebilirsiniz.

2-Stockholm

Takımadalar şehri olarak inşa edilen Stockholm İsveç’in başkentidir. Merkezinde bulunan meydanı ile renkli bir görünüme sahip olmaktadır. Ayrıca parke taşlar ve pasajlarda ahenk içerisinde şehrin merkezinde turistlere en güzel renklerini sunmaktadır.
Çevresindeki manzaralarla ahenk içerisinde olan Stockholm bünyesinde Stockholm Katedrali, Nobel Müzesi ve Royal Palace bulunmakta. Tam bir “doğaseverim coğrafya üzerinde bulunan tüm yeşil ve maviyi görmek istiyorum “diyenler için Stockholm takımadalarını tekne turuyla ziyaret etmek hafızanıza çok farklı bir coğrafyanın mavisini kaydetmenizi sağlayacaktır. Stockholm’a gidip de görmeden dönmemeniz gereken koyları da söylemeden geçmeyelim. Masmavi suları tıpkı Maldiv gibi anımsayacak ve kendinizi cennette gibi hissedeceksiniz.

3-Malmö
İsveç nüfusunun yüzde yedisini kapsayan Malmö gittiğinizde görmeniz gereken yerlerin başında gelmektedir. İsveç’in kültür beşiği olan bu bölgede birçok tiyatro ve konser sergilenmektedir. Tiyatro sevenlerin ve İşveç kültürünü merak eden turistlerin sıkça tercih ettiği bu tiyatrolara mutlaka gitmenizi öneriyoruz. Oresund Köprüsü’nün Kopenhag’a 20 dakikada ulaşım sağlaması da bu bölgeyi görme gerekçelerinizi güçlendirecektir. Bu bölgenin turistik yerleri; Turning Tonso, Malmöhus Kalesi ve Lilla Torg(Küçük Meydan) en önemli yerler arasında sayılmaktadır. Küçük Meydan’da ise harika kafelere şahit olacak ve İsveç kültürünü yakından tanıma şansını elde edeceksiniz. Otelinizi ya da konaklamanızı yapacağınız yerlere en yakın nokta olan Turning Tonso’yu da unutmamak lazım!

4-Uppsala
Uppsala’da bulunan ülkenin en büyük katedralini mutlaka gezmelisiniz. Tarihinde öğrenci şehri olarak anılan bölgede Botanik ve Gustanavianum bahçesini kaplayan üniversite alanını da gezebilirsiniz.
Gezilecek yerlerin yanında İsveç mutfağından da bahsetmeliyiz ki bölgenin güzel lezzetlerinden mahrum kalmayın. En ünlü sosu olan dağ kızılcığı reçelini hemen her yemeğin yanına yakıştıran İsveçliler kurutulmuş füme somon ve küçük sosislere de menülerinde sıkça yer veriyorlar. “Ben de biraz gurmeyim” diyenler eminiz ki İsveç mutfağının çeşitlerini denemeye doyamayacak hatta tariflerini dahi isteyeceklerdir. Aynı zamanda sık sık karşılacağınız Türk kafeleri ve restoranlarında da yemeklerinizi yiyebilir, kendi kültürümüzün lezzetlerini farklı bir sunumla tadabilirsiniz.