Kategoriler
Gezilecek yerler

FRANSA YEMEK KÜLTÜRÜNÜ TANIYORUZ.

Zenginliği ve çeşitliliğiyle ünlü Fransız mutfağı yemek pişirmenin sanatsal özelliğini ön plana çıkaran ulusal bir mutfak olmuştur.

Paris turları ya da Fransa turları kapsamında çıkacağınız yolculuklarda gezilip görülecek yerlerden sonra aklınıza gelecek ikinci soruda nerde ne yemeliyiz olacaktır. Bu bağlamda Fransız kültürü köklü tarihi gibi çok geniş bir mutfakla da karşınıza çıkacaktır. Hatta bu mutfak o kadar özeldir ki UNESCO’da Somut olmayan Kültürel Miras kategorisine girmiştir.

Bu coğrafyanın yemekleri sağlıklı ve rafine olmasının yanı sıra çok büyük bir yaratıcılıkta içermektedir. Ülke yemeklerine ait ilk listeyi ise Orta Çağ’da yaşayan Guillaume Tirel Taillevent oluşturmuştur. Sonralarında ise 2 usta şef bugünde etkisini sürdürmekte olan ‘’yüksek aşçılık sanatı’’ adıyla anılan bir pişirme sanatını ortaya çıkarmışlardır.

Öncelikle Fransız mutfağıyla ilgili şunu söylemeliyiz ki ülkenin her bölgesine farklı yemek kültürleri hakim! Dağılım ise orta ve doğu bölgelerde at etleri ve jambon, deniz kıyısı bölgelerinde ise karides, ıstakoz, midye gibi kabuklu deniz ürünleri hakim olacak şekilde oluşmuştur. Paris’te ise tüm bölgelerin karışımı sayılabilecek bir mutfak hakimdir. Yemekleriyle şehrin ününü katlayan Paris, içerisinde 5 bin civarı da restoran bulunmaktadır.

Bu mutfağın en önemli 2 unsuru şüphesiz ki şarap ve peynirdir. En ünlü şarapları, en leziz peynir tabaklarının süslediği masalar Fransa mutfağından çıkar. Tabii bu ikilide yemeklerde olduğu gibi bölgeler arası değişim göstermektedir. 1000 çeşit peynirin altına imzasını atan Fransa, Tarım Bakanlığı denetimi altında çeşitleri kontrol altına almaktadır. Ayrıca 10 tane şarap üretme bölgesi de bulunmaktadır. Bunlar en çok bilinen Bordeaux başta olmak üzere; Alsace,Burgonya, Loire, Provence, Rhone, Savoy, Korsika, Jura ve Roussillondur. Kahvaltı kültürleri de birçok ülkede uygulanan Fransa güne başlarken kahve ve kruvasan yada baget ve tost içeren kahvaltı türünü tercih ederler. Öğünlerinde salataya da sıkça yer veren yerliler, giriş yemeklerinde mayonezin yumurtayla servis edildiği salataları da sıkça tercih ederler.

Menülerinde bulunan sıcak başlangıçlarda ise birçok av hayvanının özenle tabaklanıp ve farklı pişirme tekniği ile servis edileceği pek çok tabağa rastlayacaksınız. Kaz, ördek, tavuk etlerinin yanına kişler ve farklı börek çeşitleri koyarak giriş menülerini daha da zenginleştirmektedirler. Giriş yemeklerinin yanında sıcak veya soğuk içerisinde birçok deniz mahsulünün bulunduğu çorbalarda hazırlanan tabakların yanında yerini almaktadır.

Fransız kültüründe tüm öğünler önemlidir fakat akşam yemeği ayrı bir önem taşımaktadır. Yemekten önce şarap gibi alkollü bir içecek seçip yanına salata veya çorba gibi bir başlangıç tercih ederler. Bunun sebebi ise içkinin yemeğin sindiriminde rolü olduğunu düşünmelerinden ileri gelir. Hemen hemen her öğünlerinde peynirse olmazsa olmazlarıdır.

Öneri

Fransa’ya gittiğinizde sizleri kocaman bir Fransız mutfağı beklese de sıklıkla Türk mutfağını arayacağınıza eminiz. Türk mutfağına yakın lezzetleri sizlere sunabilecek birçok mekânın da bulunduğu Paris’te eminiz ki güzel lezzetleri tadabileceksiniz. Tavuklarının lezzetli olduğunu söyleyebileceğimiz Fransa’da aç kalmayacağınıza elbette eminiz. Tavukları sipariş ederken soslu veya sossuz olarak sipariş edebilir, böylece size yabancı olan baharatları yemek zorunda kalmayabilirsiniz. Tavukları pişirirken ustalara söylemeniz halinde büyük bir memnuniyet ile tavuğunuz pişecek ve özel bir şekilde servis edilecektir. Birçok farklı kültürün mutfağını da bulabileceğiniz Fransa’da aslında aç kalmanıza da pek imkân yok.  Çin mutfağından İtalya mutfağına kadar çeşitli mutfağı bulabileceğiniz Fransa’da şarapları da mutlaka denemenizi öneriyoruz. Mahzenlerde üretilen şaraplar arasında kırmızı şarapları mutlaka tatmalı, en iyi şaraplardan bir paket yaptırarak sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. Alsace, Burgonya, Loire, Provence, Rhone, Savoy, Korsika, Jura ve Roussillonda bulunan bu bölgelerden almanızı öneririz.

Kategoriler
Gezilecek yerler

İNGİLTERE’DE KESİNLİKLE GEZİLMESİ GEREKEN YERLER

Birçok tarihi ve kültürü bünyesinde barındıran İngiltere sizlere çok farklı bir coğrafyanın kapısını aralayacaktır. Britanya Adası üzerine kurulmuş ve birden fazla medeniyete tanıklık etmiş olan İngiltere her yıl bu tarihe tanıklık etmek isteyen milyonlarca turiste kapısını aralamaktadır.

Tarihinden söz edecek olursak bu ülke Britanya’nın orta ve güney kısımlarını kapsamaktadır. O kadar çok sömürge almıştır ki buraya ‘’güneş batmayan ülke’’ de denmektedir. Zamanında tanıklık ettiği kültürler sayesinde çoğu ırktan milleti bünyesinde barındırmaktadır. Tatiliniz boyunca sokaklarında tarihi ve kültürel yapısına canlı bir şekilde tanıklık edeceğiniz İngiltere için gezilecek yerleri inceledik. Ayrıca, bu ülkede gezmek oldukça rahat. Mutlaka arabanız olmasına gerek yok toplu taşımayla da kolay bir turistik gezi gerçekleştirebileceksiniz. Seyahat etmeyi ve yeni yerler görmeyi ilke edinenlerin adeta başkenti olacak bu rüya şehirde gezilecek önemli noktaları sizler için derledik. Başlıklar ise şöyle;

1-Stonehenge

İngiltere turlarının başında gelen bölgelerden biri olan Stonehenge antik yapısı ile turistlerin ilgisini çekmektedir. Bu bölge İngiltere’nin en büyük antik anıtına ev sahipliği yapmakla birlikte dünyada da popüler merkezler arasında yer almaktadır. Bu bölgenin yapımıyla ilgili imzalı bir belge, yazı bulunmadığı için tarihi konusunda ve sahibi konusunda tartışmalar hala devam etmektedir. Gittiğinizde bu bölgeyi yakından ziyaret etme fırsatı yakalayacak ve taşlarla ilgili gizemi çözmek için beyin fırtınası yapabileceksiniz. İngiltere turlarında en çok aranılan Stonehenge gezisi için cüzi miktarlar ödediğinize asla pişman olmayacak, farklı bir bakış açısıyla İngiltere mimari tarihine bakacaksınız!

2-Tower  Of London

72 bin metrekarelik alanıyla ziyaretçilerine kapılarını açan bu kale tarihte birçok farklı amaç için devletler tarafından kullanılmıştır.  Ayrıca Kral Yolu’na da ev sahipliği yapan Tower Of London yapıtını mutlaka akşam ziyaret edin! İngiltere’nin en önemli yapısı olduğu ifade edilen Tower Of London’ı görmeden İngiltere’yi gezdim diyemezsiniz! Türkiye’ye ya da ülkenize döndükten sonra herkes elbette Tower Of London önünde çekindiğiniz resmi görmek isteyecektir!

3-The City Of Bath (Kaplıcalar Şehri)

Roma kaplıcaları ve Gürcü evlerinin bulunduğu Bath şehrinde eğer gezmek için az bir zamanınız varsa kısıtlı zaman diliminde çok güzel deneyimler yaşayacaksınız. Ayrıca birçok tarihi yapıyı içerisinde barındırması nedeniyle Dünya Mirası statüsünde korunmakta olan The City Of Bath yani diğer adıyla Kaplıcalar Şehri’nde tüm Dünya’nın gözlerini üzerine çevirmektedir.

4-Cambridge Unıversity 

Birçok festival ve fuara ev sahipliği yapan Cambridge bölgesi eşsiz manzarası ve içerisinde barındırdığı tarihi okul binalarıyla ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır. Londra’dan günlük geziler içinde alternatif bir mekân vasfı taşımaktadır. Belki de Cambridge Üniversitesini ziyaret ettikten sonra siz ya da çocuklarınız bu okulda okuma kararı alabilir veya mesleğinize yüksek programlardan diploma alarak devam edebilirsiniz.

5-Lake District National Park(Göl Bölgesi Ulusal Parkı)

900 mil kare alan kaplayan bölgede gölün etrafında bulunan dağ bölgesi açıkça mavi ve yeşilin buluştuğu bir tabloyu anımsatmaktadır. Bunun gibi diğer manzaralar da göl çevresinde bulunmaktadır. Ferah atmosferiyle tatilinizde mutlaka görmeniz gereken nadir yerlerden olan Lake District National Park ulusal park olarak kabul edilmektedir.

6-Eden Project(Cennet Projesi)

Bitkilere meraklı olanların bayılacağı bir proje olan Cennet Projesi’nde yüz binlerce farklı kökenden gelen bitkiler yer almaktadır. Farklı türde yüzlerce yabancı ve yerli bitkileri,  yapay biyomları da içinde barındıran bu bölge iglo şeklindeki seralardan oluşmaktadır. Her bölgeden binlerce bitki türünü bünyesinde barındıran Eden Project’te Dünya’nın her noktasından turistler akın akın gitmekte ve bölgeye gelen tüm turistlerin de çok beğenisini toplamaktadır.

Kategoriler
Gezilecek yerler

İSKANDİNAVYA’DA GEZİLECEK YERLER SERİSİ: DANİMARKA

Gerek ince kumlu sahillerini görebileceğiniz gerekse mimari görselliğe doyup masalsı doğa olaylarını izleyebileceğiniz İskandinavya ülkelerine hayran olacaksınız.

Vikingler’in torunları tarafından kuşatılan Danimarka İskandinavya turu içerisinde gezilebilecek gözde ülkelerin başında gelmektedir. İnce kumlu sahilleri ve denize mesafesi 1 saati geçmeyen bölgeleriyle modern yapısı da oldukça göz doldurmaktadır. Şu sıralar modern yaşam tarzı oluşturmaya yoğunlaşan Danimarka müzeleriyle de adından sıkça söz ettirmektedir.

Bu coğrafyayı keşfetmeye geldiğinizde gözleriniz okuduğunuz Andersen’ki ülkeyi görmeye odaklanacaktır. Baltık ve Kuzey Denizi ile çevrelenen bir coğrafya olma özelliğini de yıllardır korumaktadır. Sınırlarını İsveç, Norveç ve Almanya çizen Danimarka en yeşil ülke olma imkanına da sahiptir. Çocuklar içinde ayrı bir önemi olan bölgede legolend de yer almaktadır.

Dünyanın en büyük Noel Baba etkinliğine ev sahipliği yapan ülke de tropikal köpek balıklarıyla gezintiye çıkmanızda mümkün olacaktır. Bizlerde  Danimarka turlarından herhangi birini seçeceklerin bölgede gezmesi gereken yerleri listeler halinde derledik. Umarız gezi rotanızda bizimde desteğimiz olur..

1-Frederiksborg Sarayı

Gölün tam ortasına konumlanmış ve Milli Tarih Müzesini içinde barındıran bir yapıdır Frederiksborg Sarayı. Önceleri Danimarka Kralı’nın konutu olarak işlev görmüş sonrasındaysa müze halini almış olan Frederiksborg Sarayı’nda Danimarka’nın kültürel tarihine yakından şahit olacaksınız. Arkeoloji ve tarihi kalıntıları sevenleri kendine aşık edecek doğal kalıntılara sahip olan Frederiksborg Sarayı’na erken saatlerde gitmenizi mutlaka öneririz. Dünya’nın her noktasından ilgi çeken Frederiksborg Sarayı’na sabah 10:00 sonrası gidebilirsiniz. Özetle, İçeride göreceğiniz birçok sanat eserinden mest olacağınızı düşünüyoruz. Muazzam bir saray için görkemli bahçe detayı da eksik edilmemiş tabii ki.

2-Oresund Köprüsü

Malmö ile Kopenhag arasında kurulan köprü tam olarak mühendislik harikası ünvanına sahip olmaktadır. İsveç’i görmek isteyenler bu köprüyü kullanacak, havayolunu tercih edenler ise köprünün mükemmelliğini havadan göreceklerdir. Türkiye’deki köprülere benzer bir köprü olan Oresund Köprü’sünün civarlarındaki restoranlara sevdiğinizle birlikte gidebilir, romantik bir balayı yemeğinizi buradaki mekanlarda yiyebilirsiniz. Sizlere menü çeşitliliği ile hizmet verecek onlarca restoranda mutlaka kırmızı şarapları denemenizi öneriyor, ördek temalı yemeklerini mutlaka tavsiye ediyoruz.

3-Vikingeskibsmuseet

Bu bölgeyi oluşturan tarihe tanıklık eden Viking Gemi Müzesi’ni görmeden İskandinavya tatilinizi asla sonlandırmamalısınız. Dünya gemicilik tarihinin başında gelen Vikinglerin gemileri nasıl yaptığını görmek size farklı bir deneyim yaşamanızı sağlayacaktır. Filmlere dahi konu olan bu Viking Gemi Müzesi’ne çocuklarınız bayılacak, eminiz! Ayrıca çocuklarınızla gittiğiniz tatilde onlara yönelik de bir gezinti olan Viking Gemi Müzesi çocuklarınızın hayal dünyasını besleyecek ve denize olan ilgilerini arttıracaktır. Filmlerde gördüğünüz bir çok gemiyi Viking Gemi Müzesi’nde görmeniz de cabası olacak!

4-Skagen Sahili

Bu bölgede ışık ve güneş oldukça farklı görünmektedir hatta çoğu ressam ilk resimlerinde bu bölgeden ilham almıştır. Geniş sahil şeridine sahip olunan bir ülkede deniz ve kumu bir arada görmek isterseniz burası tercihiniz olacaktır. Yaz tatillerinizde değerlendirebileceğiniz Skagen Sahili’nde ayaklı lezzetlere bayılacaksınız! Bizdeki mısır satıcıları gibi Skagen Sahili’nde de farklı lezzetleri satan bir çok ayaklı satıcıdan aparetifleri mutlaka yemelisiniz! Skagen Sahili doğal güzelliği ile turistlerin ilgisini çekse de burada sürekli rüzgarlı bir hava olduğunu da bilmenizde fayda var. Buraya kadar gelmişken kuma gömülü kiliseyi de mutlaka dönüşte ziyaret etmelisiniz.

5-Legoland Billund

Çocukların yoğun ilgisini kazanan Legolend de birçok tarihi binan Legolardan yapıldığını göreceksiniz. Büyüklerinde ilgisini kazanmış olan bölgede sadece çocukların girebileceği özel bir alanda ayrılmıştır. Ayrıca burada birkaç gün geçirmek isteyenler için konaklama imkanı da bulunmaktadır. Ailecek keyifli zamanlarınıza sahne olacak Legolend’de alışveriş seçeneğinizde olacaktır. Çocuklarınız için en renkli Legolar bu coğrafyadan çıkıyor!

Kategoriler
Gezilecek yerler

İSKANDİNAVYA’DA GEZİLECEK YERLER SERİSİ: FİNLANDİYA

Beyaz Zambaklar Ülkesi olarakta anılan ülke, birbirinden muhteşem müze ve katedralleri ile ev sahipliği yapıyor.

Asla tükenmeyen güzellikleri ile İskandinavya turu kapsamında yapacağınız Finlandiya turları size dünyanın eşsiz manzaralarını ve tarihe tanıklık edeceğiniz her biri adeta ayrı bir stüdyo niteliğinde olan sokaklarını sunacaktır. Finlandiya soğuk iklime sahip bir kuzey ülkesi. Bu sebeple gezinizi yaz aylarında gerçekleştirmeniz isabet olacaktır.

Halkı ise çok geniş bir teknolojiye sahip olmasına rağmen mütevazi bir hayat sürmeyi tercih etmiştir. Örneğin yazın sade bir dekorasyonla düzenlenmiş ahşap evlerde kalmayı tercih ederler. Turist olarak gideceğinizde fiyatlar size epey pahalı gelecektir fakat ülkede uygulanan herkesin hakkı politikası kapsamında çoğu yiyecek ve içecek ucuz fiyatlara satılmaktadır.

Ülke ismini eğitim sistemiyle de sıkça duyurmakta olduğundan Dünya’nın her noktasından öğrencinin ilgisini çekmektedir. Üniversitelerden yatılı lise eğitim kurumlarına kadar bir çok ihtiyaca yanıt veren İskandinavya’da öğrencilik hayatı oldukça renkli geçmektedir.  Ayrıca el değmemiş doğası ve gelişmiş siyasi sistemi de adından bahsettirecek detaylar arasında. Gezilip görülecek yerleri ise şu şekilde sıralanabilir;

1-Tampere

Birçok sanatsal etkinlik ve kış sporlarına imkan tanıyan bu şehir aslında metropol olması gerekirken şirin bir mahalleyi anımsatmadır. Bu anımsatmaya rağmen içinde barındırdığı Doğal Tarihi Müzesi ve müze kompleksi olan Vapriikki görülmeye değer tarihi güzellikler arasında yerini almaktadır. Tampere’de mutlaka portakal ve greyfurt ile yapılan tatlıyı denemenizi tavsiye ediyor, yanında kendilerine has bir lezzet olan soslu yoğurdu da ayrıca denemenizi öneriyoruz.

2-Helsinki

Finlandiya’nın kalbi olan Helsinki bu coğrafyaya gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelir. Osmanlı Devleti’nde padişahların eşinin çoğunun Helsinki kökenli olduğunu da varsayarsak, buralarda Osmanlı’nın izlerini görmek de mümkün. Burada gezmeniz gerekenler arasında bir çok şey sayılabilir ancak Rock Kilisesi, Lutheran Katedrali ve Uspenski Katedrali gezmeniz gereken yerler listenizin en tepesinde bulunmalıdır. Bunların mimarisine kendinizi kaptırmışken ayrıca karşınıza Finlandiya Ulusal Müzesi çıkacaktır. Burası da Finlandiya’nın zamanla gelişimini takip eden bir yapı olma özelliği taşımaktadır.

3-Uspenski Katedrali

Helsinki’nin görülmesi gereken yerler listesinde yer alan katedrallerden en gösterişli olanı Uspenski Katedrali’dir. Başkent Helsinki’nin Pazar meydanında bulunan katedral Batı Avrupa’nın en büyük Ortodoks Kilisesi sayılmaktadır. Pazar meydanına çok yakın olan kilise şehirde tarihi ve heybetine karşılık şehirde kenarda kalmış bir tavır sergilemektedir. Fakat her halinden Rus yapımı olduğu anlaşılan bu yapıyı gittiğinizde mutlaka görmeli ve resmini çekmelisiniz.

4-Esplanadi Parkı

Helsinki’nin doğal güzelliğini bilmeyen yoktur! Helsinki’de haliyle çoğu bölgede park ve bahçeye denk gelmeniz de mümkün. Yeşilliğe ve peyzaja oldukça önem veren bir ülke olduğu her halinden belli olan Esplanadi Parkı’nda soluklanabilir, çevredeki civar kafelerde lezzetli tatlıların tadına bakabilirsiniz. Bu parklarda spor da yapabileceğinizi de eklemeden geçmeyelim! Bu parkların içinde en ünlüsü olan Esplanadi Parkı’nda yaz aylarında çoğu caz konseri ve moda defileleri de bu alanda düzenlenmektedir. Tatiliniz yaz aylarına denk geliyor ise bu festivallere ve gösterilere katılmanızı mutlaka öneririz.

5-Vapriikki Müzesi

Burayı tek bir müze olarak düşünmek hata olur. İçerisinde birçok farklı kategorili müzeyi barındıran bir kompleks Vapriikki’yi görmeden asla dönmeyin! İçerisinde sanatın farklı dallarına ait birçok eserini sergiler halinde bulacak ve bunları yakından tanımaya fırsat bulacaksınız. Zamanla bu sergilere yenisini ekleyerek kendini geliştiren bir yapıya da sahiptir.

6-Tampere Katedrali

Fin mimarisinden örnekler sunan bu katedral, 2000 kişilik oturma alanına da sahip olmaktadır. Dini ayinlere ve toplantılara açık olan bu katedral bazı konserlere de ev sahipliği yapmaktadır.

Kategoriler
Gezilecek yerler

İSKANDİNAVYA’DA GEZİLECEK YERLER SERİSİ: İSVEÇ

İskandinav Yarımada’sının en önemli parçalarından biri olan İsveç; Norveç ve Finlandiya ile coğrafi olarak komşu konumundadır.

Çok kültürlü bir yapı ve güçlü politikaları ile ön planda bulunmaktadır. Ayrıca 1995 yılından beri Avrupa Birliği ülkeleri arasında yer almıştır. Tarihinde birçok dine ev sahipliği yapmış bu coğrafyadaki yapılar sizlere İsveç kültürünü derin bir şekilde hissettirecektir. Yarısından fazlası ormanlarla kaplanmış bölge adını milattan önce yaşayan Svear kabilelerinden alıyor. Kuzey Kutup Çemberininde kuzeyinde olan Riksgransen’de yapılan Abisko tarzı ünlü kış sporları da  çok sayıda turist çekmekte. İskandinavya turu çerçevesinde İsveç turlarını seçenler çok farklı bir kültür ve coğrafyaya tanıklık etmeye hazır olmalılardır. Tabi farklı bir coğrafyayı doğru bir şekilde gezmek için önceden yapılmış bir araştırma gerekmektedir. Bu sebeple sizler için İsveç’te gezilecek yerleri kısa bir şekilde derledik. Seyahatinize doğru bir yönde ışık tutacağına eminiz!

1-Göteborg

Öğrenci şehri olarak bilinen Göteborg bölgesi samimi atmosferi ile hemen sizi içine alacaktır. İki üniversiteyi içerisinde barındıran bölge ülkenin en büyük 2nci şehri olma unvanına da sahip. Tatil amaçlı gittiğiniz Göteborg’da daha sonra belki üniversite okumaya karar verebilirsiniz! Bu nedenle Göteborg’da üniversitelerin yaptığı festivallere muhakkak katılmanızı öneririz.
Toplu taşıma olarak tüm şehre ulaşabilen tramvay hattıyla da oldukça meşhur olan Göteborg’da ulaşım bedelleri oldukça ucuzdur. Böylece; bir tramvay ile tüm Göteborg’u gezebilir farklı noktalardaki doğal güzellikleri görebilirsiniz.

2-Stockholm

Takımadalar şehri olarak inşa edilen Stockholm İsveç’in başkentidir. Merkezinde bulunan meydanı ile renkli bir görünüme sahip olmaktadır. Ayrıca parke taşlar ve pasajlarda ahenk içerisinde şehrin merkezinde turistlere en güzel renklerini sunmaktadır.
Çevresindeki manzaralarla ahenk içerisinde olan Stockholm bünyesinde Stockholm Katedrali, Nobel Müzesi ve Royal Palace bulunmakta. Tam bir “doğaseverim coğrafya üzerinde bulunan tüm yeşil ve maviyi görmek istiyorum “diyenler için Stockholm takımadalarını tekne turuyla ziyaret etmek hafızanıza çok farklı bir coğrafyanın mavisini kaydetmenizi sağlayacaktır. Stockholm’a gidip de görmeden dönmemeniz gereken koyları da söylemeden geçmeyelim. Masmavi suları tıpkı Maldiv gibi anımsayacak ve kendinizi cennette gibi hissedeceksiniz.

3-Malmö
İsveç nüfusunun yüzde yedisini kapsayan Malmö gittiğinizde görmeniz gereken yerlerin başında gelmektedir. İsveç’in kültür beşiği olan bu bölgede birçok tiyatro ve konser sergilenmektedir. Tiyatro sevenlerin ve İşveç kültürünü merak eden turistlerin sıkça tercih ettiği bu tiyatrolara mutlaka gitmenizi öneriyoruz. Oresund Köprüsü’nün Kopenhag’a 20 dakikada ulaşım sağlaması da bu bölgeyi görme gerekçelerinizi güçlendirecektir. Bu bölgenin turistik yerleri; Turning Tonso, Malmöhus Kalesi ve Lilla Torg(Küçük Meydan) en önemli yerler arasında sayılmaktadır. Küçük Meydan’da ise harika kafelere şahit olacak ve İsveç kültürünü yakından tanıma şansını elde edeceksiniz. Otelinizi ya da konaklamanızı yapacağınız yerlere en yakın nokta olan Turning Tonso’yu da unutmamak lazım!

4-Uppsala
Uppsala’da bulunan ülkenin en büyük katedralini mutlaka gezmelisiniz. Tarihinde öğrenci şehri olarak anılan bölgede Botanik ve Gustanavianum bahçesini kaplayan üniversite alanını da gezebilirsiniz.
Gezilecek yerlerin yanında İsveç mutfağından da bahsetmeliyiz ki bölgenin güzel lezzetlerinden mahrum kalmayın. En ünlü sosu olan dağ kızılcığı reçelini hemen her yemeğin yanına yakıştıran İsveçliler kurutulmuş füme somon ve küçük sosislere de menülerinde sıkça yer veriyorlar. “Ben de biraz gurmeyim” diyenler eminiz ki İsveç mutfağının çeşitlerini denemeye doyamayacak hatta tariflerini dahi isteyeceklerdir. Aynı zamanda sık sık karşılacağınız Türk kafeleri ve restoranlarında da yemeklerinizi yiyebilir, kendi kültürümüzün lezzetlerini farklı bir sunumla tadabilirsiniz.

Kategoriler
Gezilecek yerler

İSVİÇRE KÜLTÜRÜNÜN BİLİNENLERİ VE BİLİNMEYENLERİ

Türkiye’den uzakta bir tatil yapmak isteyenler elbette gözlerini Avrupa’daki ülkelere ve şehirlere dikmektedir. İsviçre’de aslında tatilcilerin Avrupa tatilleri listelerinde yer alan bir ülke olup, farklı kültürüyle meraklarımızı beslemektedir.

Bünyesinde bulundurduğu üniversitelerden restoranlara kadar farklı bir havası olan İsviçre; Türkiye’den 2947 kilometre uzakta olup, uçakla da 3 saat 38 dakika sürmektedir. Futbol liglerini de alt üst eden İsviçre ligindeki maçlara tatil dönemlerinizde gidebilir, böylece hem tatil hem de spor aktivitelerinizi gerçekleştirmiş olursunuz. Tatilcilerin sıklıkla yazın gitmeyi tercih ettiği İsviçre kültürüne bu yazımızda daha da yaklaşacaksınız.

Avrupa turları içerisinde İsviçre turlarından herhangi birini seçeceklerin bu bölgenin kültürü hakkında detaylı bilgi edinmeleri çoğu detayı daha kolay anlamalarını sağlayacaktır. Bizim kültürümüzdeki çoğu hareket veya söylem diğer coğrafyalarda farklı anlamlara gelebiliyor tabii onların kültürlerinin de bizde farklı algılanabilecek olması muhtemel. Ya da gittiğiniz coğrafyanın nasıl bugünkü haline büründüğünü anlamak tarihler arasında daha rahat bir köprü kurmanızı sağlayacaktır.

İsviçre turunuza başlamadan önce gelenek ve kültürleriyle ilgili bilgi edinmek isterseniz işte bu satırlarımız size yardımcı olacaktır.

  • Yıllarca sınır bölgelerinin kültür öğelerinden çok fazla etkilense de kendine has bir kültür oluşturmayı başarabilmiş nadir ülkelerden birisidir İsviçre. Fakat konuşulan diller haliyle bölgelerdeki kültür yoğunluğunu etkilemiştir. Örneğin Fransızca konuşuluyorsa Fransa’ya, Almanca ve İtalyanca konuşulan bölgelerde bu dilin kültürünü almışlardır. Bölgeciliğin kuvvetli olması da homojen bir kültürün ortaya çıkmasını doğal olarak sağlamıştır.
  • İsviçre’de gelenekler kendini apaçık göstermez fakat çok önemli olan geleneklerin sürdürülmesi kültür yapısının bir parçasıdır. Gelenekler halk arasında farklılıklar göstererek dağılmış olup haliyle farklı bölgelerde farklı kültürel gelenekler bulunmaktadır. Halk yerel bir görünüm sergiler. Ancak Paskalya veya Noel gibi kutlamalarda bu yerellik aşılıp her bölgeden halk bir araya gelmektedir.
  • Yaşam kalitesinin çok yüksek olduğu bu ülkede alışveriş konusunda alım gücüde çok fazladır. Dünyanın en pahalı ülkeleri arasında yer alan İsviçre’de en ünlü şey İsviçre çakısıdır. Oldukça farklı çeşitleri olan bu İsviçre çakıları hediyelik olarak satılmaktadır.
  • İsviçre hakkında verilebilecek en farklı bilgilerden biriyse ülkede 3 milyona yakın silah bulunmasına rağmen dünyada suçluluk oranı en düşük coğrafyalardan biridir. Buda kültürlerinin ne kadar ileri düzeyde olduğunu açıkça göstermektedir
  • Ülkede verilen sağlık hizmetleri, suç seviyesi ve çalışma olanakları göz önünde tutulduğunda İsviçre ‘’yaşanacak en iyi ülke’’ ünvanına sahip olmuştur.
  • Doğrudan demokrasi ile yönetilen tek ülke olan İsviçre’nin en çok ihraç ettiği üründe tahmin edersiniz ki çikolatadır.
  • Siyasi kültüründe ise ülkelerinde devlet başkanı bulundurmamaları bunun yerine başkanın görevlendirdiği 7 üyeli bir konsey bulunmaktadır. Dolayısıyla İsviçre’de başkentte yoktur. Bern tamamen fiili bir bölge konumundadır.
  • Eğer İsviçre’de süpermarket alışverişi yapacaksanız ve yanınızda çocuğunuzda varsa çocuğunuzun her hangi bir ağlaması veya farklı bir hareketinde hiçte hoş karşılanmayacaksınızdır. Kültürlerinde bu tarz bir konuya yer veren halk markette açıp paketini ödediğiniz ürün içinde size çok farklı bir tavırla yaklaşacaktır.
  • Komşuluk kültürü neredeyse hiç olmadığından dolayı halk her gün markete çıkmaktadır. Alışveriş sırasında kasiyer veya komşularıyla sohbet ederek günlük ziyaretlerini markette gerçekleştirmiş oluyorlar. Bu yüzden eve misafir davet ettikleri pek görülmez. Parkta veya markette sohbetlerle günlük arkadaş ve komşu ziyaretlerini gerçekleştirmektedirler.
  • Bu coğrafyada araba kullanmakta pek kolay olmayacaktır. Çünkü yayalar ve bisikletliler ne koşulda arabaların önüne çıksalar arabalar haksız sayılacaktır. Yani çevrenin tüm sorumluluğunu arabalar üstlenmiş durumdadır.
Kategoriler
Gezilecek yerler

KEYİFLE GEZEBİLECEĞİNİZ VİZE İSTEMEYEN BALKAN ÜLKELERİ

Türkiye’de her yıl tatil yapan yerli turistlerimiz zamanla yurtdışını da görmek istemekte ve tatillerini burada yapmayı tercih etmektedir.

Haliyle, yurtdışı olduğundan dolayı vize ve pasaport problemiyle karşılaşan yerli turistlerimiz için alternatif tatil noktaları da devletler arası anlaşmalarla sağlanmıştır. Örneğin, vizesiz turlar olarak adlandırabileceğimiz bir çok turda pasaport şart olup vize istenmemektedir. Bu nedenle, devletler arası turist geliş gidişinde vize şartı ortadan kaldırılmakta ve turizm desteklenmektedir.

Vizesiz turlar kapsamında en keyiflisi olan Balkan turları sizleri neşeli kültürü ve keyifli sokaklarına davet edecektir. Yeşil doğası ve samimi halkıyla sizi kucaklayacan ve yöresel lezzetleriyle de damaklarınızı şenlendirecek olan Balkan turlarında asla vize talep edilmemektedir. Bu nedenle pasaportunuz olup da vizenizin olmadığı gidebileceğiniz bu ülkelerde sizi ne gibi güzellikler bekliyor gelin daha yakından bakalım.

1-Makedonya

Avrupa’nın kültürünü kendine has bir şekilde yorumlayan Makedonya Sırbistan ve Arnavutluk gibi renkli komşularıyla sınırlarını çizmiştir. Vizesiz gidilebilecek ülkeler kapsamında da en çok tercih edilen bölge olan Makedonya haliyle bayanlarının güzelliği ile de bilinmektedir. Osmanlı Devletine sultan olan ve padişahlar doğuran Makedonya hanımları görülmeye değer.
Bu coğrafya içinde bulunan Üsküp, Ohrid ve Manastır şehirleri mutlaka görülmesi gereken şehirler arasındadır. Osmanlı’nın 542 sene egemen olduğu bu topraklarda eskiye dair birçok ize rastlayacaksınız. Müzelerden kalıntılara kadar tarihimize yapacağınız gezintilerden oldukça memnun kalacağınıza eminiz.

Makedonya turları sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

2-Sırbistan

Tuna ve Sava nehirlerini barındıran Belgrad’ın başkentlik ettiği Sırbistan yemyeşil doğası ve gölleriyle ün kazanmıştır. Klasik bir Avrupa şehri olan Belgrad Zagreb, Sofya, Saraybosna, Bükreş gibi rahip şehirlerini de geride bırakmaktadır.
Balkan turuna başladığınızda harika bir başlangıç noktası olacak olan Sırbistan çok renkli bir gece hayatına da sahiptir. Bar’dan bistroya, cluplardan diskolara kadar farklı eğlence kategorilerini sizlere sunan Sırbistan’da sabahlar olmayacak! Sakinliği veya yüksek enerjili gece hayatını sevenlerin buluştuğu bir nokta olması da bölgenin elbette çok yönlülüğünü göstermektedir.
Yemyeşil doğasından bahsettiğimiz Sırbistan’da ana bölge sayılabilecek Niş şehrini ve Golija Ulusal Parkı’nı mutlaka görmenizi de ayrıca tavsiye ederiz.
3-Bosna Hersek

Adeta bir anka kuşu gibi acılarını silip yeni bir başlangıç yapan Bosna Hersek, hüzünlü tarihiyle hepinizin kalbine dokunacaktır. Avrupa’nın Kudüs’ü olarak Saraybosna, Bosna’nın başkenti olmakla birlikte yeniden toparlanıp sevenleri için kültürel eser ve güzelliklerini kaldığı yerden biriktirmeye devam ediyor.
Bu coğrafyada göreceğiniz en güzel manzaralardan birisi de zamanında Müslüman, Hristiyan ve Museviler bir arada yaşadıkları için Katolik kiliseleri, cami ve sinagog yan yana konumlanmıştır. Bu tabloya samimi bir halkta dahil olunca ortaya çok renkli görüntüler çıkmaktadır. Burada görmeniz gereken belki de hemen her gezginden sıkça adını duyduğunuz Mostar Köprüsü. Anlatıldığı kadar muazzam olduğuna gittiğinizde canlı bir şekilde şahit olacaksınız.

4-Karadağ

Karadağ turu kapsamında ilk önce filmlere konu olan gece hayatıyla ünlü Budva karşınıza çıkacak fakat Karadağ coğrafyasında çok daha fazla güzelliğin bulunduğunu çok zaman geçmeden anlayacaksınız. Görülmeye değer plajlarıyla ünlü olan bölge Balkanlarda en çok turist çeken bölgelerden biri konumundadır.

5-Arnavutluk

İtalya ve Osmanlı’nın izlerini barındıran iki apayrı medeniyete ev sahipliği yapmış, Balkanların samimiyetini de içine katarak karşınıza çıkmış bir ülkedir Arnavutluk. Uzun kumsalları size güvenli ve oldukça ucuz bir tatilin kapısını aralayacak ve Türkiye’ye dönmek istemeyeceksiniz eminiz!
Lezzetleriyle sizlere kucak açan Arnavutluk’ta Türk mutfağını kolayca bulabilecek hatta Türkçe konuşan bir çok esnaflara şahit olacaksınız.

Kategoriler
Gezilecek yerler

ROMA’DA KESİNLİKLE GEZİLMESİ GEREKEN YERLER

Gezilecek yerleri ve kültürel tarihiyle seyahat severleri büyüleyecek olan Roma, birçok turistik bölgeyi de sahip olduğu güzelliklerle geride bırakmaktadır.

Roma turları gerçekleştirilirken neden bu bölgeyi seçmeliyim diye soracak olursanız 2800 yıllık tarihi kültürü sokaklarında gezerken derinden hissedecek olmanız en büyüklük nedenler arasında gösterilebilir. Bu bağlamda İtalya turları arasından Roma bölgesini seçecek olanlara hangi bölgeleri gezmeleri gerektiğini ve nedenlerini sıralamış bulunmaktayız. Detaylar yazının devamında sizleri bekliyor!

1-Kolezyum

Roma’ya giden arkadaşlarınızın anı albümlerinde sık sık gördüğünüz Kolezyum gezilecek bölgelerin başında yer almayı oldukça hak edecek bir tarihe sahip. Bu yapının ismini girişte bulunan Colossus Neronis Heykeli’nden aldığı söylenmektedir.
Çok eski zamanlarda gladyatör dövüşleri, tiyatro oyunları gibi birçok amaçla kullanılmış olan bu yapı özellikle yaz aylarında girişte çok uzun kuyruklar oluşturacak bir güzelliğe sahiptir. Bu nedenle uzun bir vakit ayırmanız gereken Kolezyum gezinize tatilinizin bitişinde yer verebilir ya da gider gitmez vakit ayırabilirsiniz. Roma’da görmeden dönmemeniz gereken yerler arasında yer alan Kolezyum’da alternatif turlar da sizi beklemektedir.

2-Roma Forumu

Kolezyum’un oldukça yakınlarında bulunan Roma Forumu imparatorluğun ticari ve kültürel merkezi olarak kullanılmıştır. Sonraları pek çok dini yapı, anıt ve yönetim binası bu yapının içine inşa edilmiş olup devletin idari yönetimine yakından görebilme şansına sahip olunmuştur. Yapılan kazılarda da bu bölge içinde birçok tapınak bulunmuş olduğundan Roma’nın dini tarihine yakından tanık olunmuştur. Arkeolojiyi sevenler için bulunulmaz bir fırsat olan Roma Forumu’nu mutlaka gezin!

3-Navona Meydanı

Roma’nın şehir kültürünü görmek isterseniz Navona Meydanı’nda bulunan kafelerde oturup dinlenmek oldukça keyifli olacaktır. Stadyum yerine inşa edilen bu meydanda da tarihin izlerine sıkça rastlayacaksınız. Ayrıca meydanda bulunan kafelerde Roma kültürüne özgü yiyecek ve içeceklerin tadına bakabileceksiniz. Pizza gibi kültürel bir yemeğin hasını yiyebileceğiniz Navona Meydanı’nda Türk mutfaklarını da bulabileceksiniz, merak etmeyin!

4-Trevi Çeşmesi(Aşk Çeşmesi)

Poli Sarayı çevresinde bulunan aşk çeşmesi deniz teması işlenerek yapımına başlanmıştır. Rivayet o ki bu çeşmeye sağ elinizle sol omzunuzun üzerinden para attığınızda para atanların dilekleri kabul olurmuş. İnanmıyor olabilirsiniz fakat havuzdaki paraların yoksullara yardımda katkı sağladığını unutmamanızda yarar olacaktır. Bu nedenle, inanmasanız dahi belki para atarak yoksullara destek olabilirsiniz!

5-İspanyol Merdivenleri

Aşk Çeşmesi’ne yakın olan bu merdivenler Romalı halkı için bir buluşma noktası sayılmaktadır. Sevgililerin ve çiftlerin ilk buluşma noktalarından biri olan İspanyol Merdivenleri’nde oldukça güzel görüntülere şahit olacaksınız, eminiz! Ayrıca bu nokta kentin en önemli alışveriş caddesine açılmaktadır. Alışveriş yapacak seyahat severler bu noktaya ulaştıklarında birbirinden güzel parçaları valizlerine ekleyebileceklerdir.

6-Villa Borghese

1700 dönümlük alanıyla Romanın değil Avrupa’nın en geniş kent parklarından sayılmaktadır. Tarihin arasında yeşeren doğanın dinginliği sizi oldukça mest edecektir. İçerisinde birde Roman Hayvanat Bahçesi bulunmaktadır. Çocuklarınızla gelebileceğiniz tatilinizde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında olan Villa Borghese’da yüzlerce hayvan çeşidine şahit olacaksınız! Hem siz hem de çocuklarınız çok eğlenecek!

7-Aziz Petrus Meydanı

Roma’nın en büyük 4 bazilikasından biri olan Aziz Petrus Meydanı’nı anlatmak ile ifade edemeyeceğimizi düşünüyoruz. Avrupa turları kapsamında Roma’da kesinlikle görülmesi gereken meydanlardan biri olan bu mekâna papanın konuşma yaptığı gün ve yılbaşı günlerinde ilgi bir hayli artmaktadır. Ayrıca meydan çevresinde de 2 adet ünlü ve kültürel çeşme bulunmaktadır. Tatiliniz bu özel günlere denk geliyor ise buradaki kalabalığın kültürünü yakından görecek ve festivallerde doyasıya eğlenebileceksiniz!

Kategoriler
Gezilecek yerler

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER LİSTESİ

İstanbul geçmişle geleceğin en güzel sentezlendiği hatta bazı mekanlarında geçmişin tamamen yaşandığı şehirlerimizin başında gelir.

Metropol şehir olması ve bu kadar tercih edilmesi de bundan ileri gelmektedir. Sokaklarından akordeon sesleri yükselirken ağaç dallarını çiçekler ve kuş cıvıltıları donatır, sokak lezzetleri birden çok medeniyete ev sahipliği yapmış caddelerinde yenir ve en güzel şiirler manzarasında yazılır. Tam anlamıyla İstanbul’u gezmek istiyorum diyenler için düzenlediğimiz yazıda o kadar güzel duraklar önereceğiz ki 3-4 gün konaklamanız gerekecek ve İstanbul otellerinin baş döndüren konforunda dilerseniz deniz manzarası dilerseniz de şehir manzaralı odalarda rahatlıkla kalacaksınız. Konaklanan bu kadar güzel sokaklar bir o kadar anlamlı ve tarih kokarken gelin beraber listemize göz atalım!

1-Eminönü

İstanbullu akrabalarınızdan duyduğunuz ‘Burada pahalı Eminönü’nden alırız’ dedikleri yer tamda burası. İçerisinde barındırdığı Arnavut kaldırımlı sokakları, Kapalı Çarşı ve Mısır Çarşısı’nın Osmanlı izlerini barındıran mistik görüntüdeki zarafeti ve tabi ki Eminönü Balıkçıları. Durağınız Eminönü olacaksa mutlaka aç gelin ki Osmanlı motifleriyle süslenmiş sandallarda balık ekmek ve turşu ikilisinin tadına bakın. Sonrasında lokmacılar, Osmanlı macunu ve alışverişi sonuna kadar samimiyetli yapabileceğiniz sokakları keşfedeceksiniz.

2-Dolmabahçe Sarayı

Bir zamanlar Osmanlı gemilerinin demirlendiği alan niteliğinde kullanılan Dolmabahçe Sarayı sonrasında Atatürk’ün yaşayıp hayata gözlerini yumduğu İstanbul’un en duygu yüklü ve ihtişamlı sahiline sahip mekanlarından biridir. Müze haline getirilen sarayın içerisinde bulunan cafelerde manzaraya karşı keyifle çay içip manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Köklü tarihimizin şanlı kurucusunun yaşadığı yeri görmek gezi kapsamında oldukça bilgilenmenizi sağlayacaktır.

3-Fatih Korusu

Eski adıyla Otağtepe diye bilinen korudan Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi Köprüsü’nün zarafetlerine şahit olabilirsiniz. Misafirlerin fotoğraf çektirmek ve manzarayı doya doya izlemek için geldikleri uğrak noktaların başında gelir.

4-Beyoğlu- Taksim- İstiklal Caddesi

Birbirinden ayrılması imkansız olan 3 mekanı tek çatı altında toplamamızın sebebi eğlence mekanlarını kalplerinde barındırmalarıdır. İstanbul’a gelip taksim cafelerinde oturmamak yada Beyoğlu’nun salaşlık içerisindeki asil havasını içine çekmemeniz olmaz. Hem Taksim’e gitmişken burada bulunan birçok kiliseye gidip mimari yapılarını da görmüş olacaksınız.

5-Galata Kulesi

Aşıkların Galata’ya beraber çıktıklarında bir daha asla ayrılmayacakları rivayetiyle ve tarihi önemiyle yılın her mevsimi ziyaretçi akınına uğrayan kuleye çıkmanızı mutlaka öneriyoruz. Tarihinde birçok badire atlatıp zarafetini İstanbul’dan esirgememiş Galata Kulesi’nde manzara fotoğraflarının en güzeline imza atacağınıza eminiz.

6-İstanbul Boğaz Köprüsü

Boğazın iki yanını birbirine bağlayan köprü manzarasının en güzelini Ortaköy veya Yeniköy mevkilerinden görebilirsiniz. Işıl ışıl manzarasında akşam yemeği yemenin mutluluğu masadaki herkesin yüzüne yansırken Ortaköy’e gittiğinizde waffle ve kumpir yemeyi unutmamalısınız. Şehrin neredeyse en iddialı kumpirleri bu semtte. Patates kaşar uyumunu sevenler listelerine manzaranın şıklığını eklediğinde hafızalardan silinmeyecek bir tablo sizlerin olacak!

7-Rumeli Hisarı

Osmanlı zamanında yapılan kalelerle kaplı Rumeli Hisarı o dönem Anadolu Hisarı’ndan halat çekmek için yapılmış. Tarihte amaca hizmet ettikten sonra da bugün en güzel manzaranın izlendiği ve Pazar kahvaltılarının edildiği bir mekan olarak karşınıza çıkacak. Pazar sabahınızı Rumeli Hisarı’na ayırdığınızda ne demek istediğimizi net bir şekilde anlayacaksınız.

8-Balat

Zarif ve ihtişamlı tarihi güzelliklerden boyalı kapılar ve restore edilmiş tahta evler arasında kendinizi bulmak isterseniz Balat renkli yüzünü sizlere gösterecek. Sokak aralarında bulunan birbirinden şık küçücük cafelerde kahvenizi yudumlarken en renkli fotoğrafların baş kahramanı olacaksınız. Ayrıca sahilinde sokak lezzetlerini sevenler için nohut pilav ikilisini günün her saati barındıran salaş ama sevimli bir yapıya sahiptir

Kategoriler
Gezilecek yerler

ALAÇATI’DA GEZİLECEK YERLER LİSTESİ

Rengarenk taş evlerle dolu daracık sokaklara sahip kendisi küçük ünü büyük Alaçatı, sadece yerli değil aynı zamanda yabancı binlerce turistin gözde beldelerinden biridir.

Ege turu kapsamında gerçekleştireceğiniz Alaçatı turunda birbirinden renkli günler geçireceğiniz bir tatil yaşayacaksınız. Sizlere gezmeniz gereken yerlerden önce biraz şirin ve ilgi odağı beldenin tarihinden bahsedecek olursak antik dönemde asıl ismi Agrillia imiş. Sonrasında Osmanlı Devleti’nde Alacaat isimli aşiretin eline geçen bölge günden güne değişikliğe uğrayarak bugün Alaçatı olarak karşımıza çıkıyor.

İzmir’e bağlı bir belde olan Alaçatı’nın bu kadar ünlenmesi ve keşfedilmesi 1900’lü yıllarda bölgeye gelen sörfçülerin rüzgarına kapılmasından ileri gelmektedir. Yılın 330 günü rüzgarlı olan bölge bu keşiften sonra begonyası ve beyaz badanalı mavi ahşap panjurlu evleriyle her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ilgi odağı olmakta. Gittiğinizde hangi sokaklarını gezip nerelerde yemek yemeniz gerektiğiyse yazımızın devamında saklı!

1-Alaçatı Yel Değirmenleri

Yılın yaklaşık 330 gününü rüzgarlı geçiren Alaçatı’da 500 ile 1000 yılları arasında yapılmış dönemin teknoloji harikası olan dev yel değirmenlerini görmeden geçmemelisiniz. Beledi’nin aslına çok yakın şekilde restore ettiği bazılarına ise hiç müdahale edilmeyen değirmenlerin 12 beyaz sütunlu olanı oldukça ilgi çekici bir görüntüye sahip. Tepede bulunan değirmenlerin yanında gün batımı kahvenizi yudumlamak isterseniz yada en güzel fotoğraflarını arşivlemek isterseniz Yel Değirmenleri mükemmel bir seçim olacak.

2-Alaçatı Evleri

Tarihinde Rumları barındırmış olmasının verdiği taş ev görüntüsüyle sizleri karşılayacak olan Alaçatı, her yanından sarkan mor, pembe begonyalarıyla da ünlüdür. Arnavut kaldırımlı dar sokak aralarında fotoğraf çekmekten yürüyemezken bazı taş evlerin butik otel olarak kullanıldığını da göreceksiniz. Bu mekanlarda konaklamak tarihi kültürü yakından hissetmenize sebep olacağı gibi ısı yalıtımı ve dayanıklılık konusunda oldukça iyi olan özel bir taş sayesinde yapılmış evlerin nasıl günümüze kadar geldiğini de anlamış olacaksınız. Sokakların her yanında açılmış olan çiçekleri izlerken rüzgarın yüzünüzü tatlı tatlı okşaması mükemmel tatilinizi daha da kusursuzlaştıracak. Fotoğraf tutkusu olanlar altın değerinde sokaklara sahip olduğunu da hatırlatmamıza gerek yok sanırım.

3-Kemalpaşa Caddesi

Dostlarınızın fotoğraflarında gördüğünüz kalabalık sokak ve mekanlardan dolup taşan insanlar Alaçatı’nın namıyla ün salmış Kemalpaşa Caddesine ait! Yerli ve yabancı turiste birçok farklı alternatif sunan bu caddede yemyeşil ağaçların mavi cam kenarlarıyla birleşimini görürken, markalaşmış mekanlarda oturup leziz Ege yeklerinin tadına da bakabileceksiniz. Mavi ve beyaz tahta masaların uyumu Arnavut kaldırımlarıyla birleştiğinde Türkiye’de değil bambaşka bir coğrafyadaymış gibi hissedeceksiniz. Mavi pötikareli kumaşların masalarınıza serilip en güzel servislerin açılacağı mekanlarda keyifli sohbetler edebilirsiniz.

4- Alaçatı Port

Tatilinizi daha da mükemmelleştirmek ve denizin eşsiz maviliğiyle iç içe olmak için harika mekanlardan biri olan Alaçatı Port misafirlerine sosyalleşmek için birden çok alan sunduğu gibi eğlencenin hız kesmediği dinamik gece hayatını da beraberinde getiriyor. Dönemin popüler gece kulüplerini bünyesinde barındıran marinadaki zarif yatların denizle birleştiği görseli izlemenin huzuru iş yorgunluğunuzu alıp götürürken kokteyl menüleri de damaklarınızı şenlendirecek cinsten olacak.

5-Hacı Memiş Sokağı

Alaçatı sokakları yazın oldukça kalabalık ve farklı yüzleri bünyesinde barındıran atmosfere sahip oluyor. Tabi her sokak renkli olduğu gibi Hacı Memiş Sokağı da renkli fakat diğerlerinden daha nezih bir havayla sizleri kucaklıyor. Sakinlikte ruhunu dinlendirmek için nokta atışı olacak bu sokakta keyifle oturup dostlarınızla hatıralarınıza bir yenisini ekleyeceksiniz.

6- Alaçatı Pazarı

Alaçatı dendiğinde gece hayatı, yemek mekanları, kumrusu, boyozu oldukça iştah açıcı hayaller oluştururken Ege’de olduğunuzu ve bu coğrafyanın yeşilinde kendini kaybedecek kadar bol çeşit bulunduğunu bilmek yararınıza olacaktır. Alaçatı pazarında organik ve mis kokulu yeşilleri bulacağınız gibi damla sakızının has kokusunu da içinize çekeceksiniz. Enginar ve diğer türevleri Pazar çantanızda hemen yerini alacak!